Beyazıt Öztürk’ün sunduğu Beyaz Show’a telefonla bağlanıp “Çocuklar ölüyor, sessiz kalmayın” dediği için hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ gerekçesiyle soruşturma açılan Ayşe Çelik, program sorumlusu Kadir Turnalı ve Çelik’in açıklamalarına destek veren 38 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.
Dava 30 Kasım’a ertelenirken, Öztürk ikinci duruşmaya tanık olarak çağırıldı.
9 Ocak’ta Beyaz Show adlı programa telefonla bağlanan Ayşe Çelik adlı izleyici, öğretmen olduğunu söyledikten sonra, “Ülkenin doğusunda yaşananların farkında mısınız? Burada yaşananlar medyada çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık! İnsanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın” demişti.
Daha sonra hem Çelik, hem de programın sunucusu Beyaz ve program sorumlusu hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştı.
Programın sunucusu Beyazıt Öztürk, savcılık ifadesinde “Söylediklerini duymadım, aklımdan şehitler geçti” demişti.
38 isim
Bakırköy’deki 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Çelik, Beyaz Şov program sorumlusu Kadir Turnalı’nın yanı sıra Çelik’in açıklamalarına destek olan şu isimler yargılanıyor: Ahmet Dindar, Ayşe Erzan Silier, Ayşegül Akış Devecioğlu, Ayşegül İyidoğan, Bayram Bahri Belen, Dilek Gökçin, Ercan İpekçi, Ergin Cinmen, Ferhat Tunç, Gençay Gürsoy, Gülseren Onanç, Gülşen Denizhan, Gürhan Ertür, Gürkan Develi, Halim Bulutoğlu, İbrahim Akın, İbrahim Sinemillioğlu, Kemal Özgül, Mahmut Konuk, Mehmet Tursun, Mevlüt Ülgen, Murat Çelikkan, Nazmiye Özen, Nergiz Ovacık, Neşe Yaşın, Nil Özsoy Dindar, Orhan Alkaya, Orhan Silier, Oya Baydar, Perihan Pulat, Pınar Önen, Şanar Yurdatapan, Sibel Özbudun Demirer, Süleyman Eryılmaz, Temel Demirer, Türkcan Baykal, Üner Eyüboğlu ve Vecdi Sayar.
‘Yine aynısını söylüyorum’
Bianet’ten Elif Akgül’ün haberine göre, Çelik mahkemeye sunduğu ifadesinde “Sözlerimin arkasındayım” dedi.
Çelik ifadesinde şunları kaydetti: “Silvan’da yaşananların tanığıyım. Ben konuşmamda kimseyi suçlamadım ya da övmedim. Mağdurlara dikkat çektim ki o mağdurlardan biri de benim. Art niyetsiz, kimseyi övmeden söylediğim sözlerin samimiyetini o gün sunucu da, konuklar da izleyici de anladı. Ancak daha sonra milliyetçi hezeyanlarla hakkımda karalama kampanyası başlatıldı. Gözaltına alındım, olmadığım halde medya beni terör savunucusu, savcı ise sanık yaptı. Söylediklerim örgüt propagandası kapsamına alındı. Söylediklerimin arkasındayım. Yine aynısını söylüyorum.”
‘Müdahale şansım olmadı’
Çelik’in ardından yazılı ifadesini veren program sorumlusu Kadir Turnalı ise programa teknik sebeplerle müdahale etme şansının olmadığını ve programda ‘terör propagandası’ yapılmadığını belirtti.
‘Kabul edilemez’
“Ayşe Çelik’in söyledikleri suçsa biz de bu suça ortak oluyoruz” dedikleri için yargılanan 38 kişi ise ortak savunma yaptı.
Duruşma öncesinde adliye önünde de okunan savunma metninde şu ifadeler yer aldı: “Bu desteği, ölümlerin durmasını istemenin, ‘Çocuklar aç susuz kalmasın’ demenin, yani en temel hak olan yaşam hakkını savunmanın ‘terör propagandası’ olarak nitelendirilemeyeceğine, insanlığın en temel ve haklı talebi olan yaşamı ve barışı savunma anlamına geldiğine inandığımız için veriyoruz. İnsanlığın en temel vicdani değerlerini savunmayı terör propagandası yapmak kabul eden bir zihniyet ve hukuk düzeninin, insan hakları ve demokrasiyle bağdaşmadığına inanıyoruz. Ölümlerin önünü almanın tek yolunun silahların susması ve barışın tesisi için diyalog olduğuna inanıyoruz. Hangi tehdit ve saldırı altında olursa olsun, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir devletin insan yaşamını ve barışı savunanlara ‘terörist’ ve ‘terör propagandacısı’ yaftası yapıştırması ve yargılaması kabul edilemez. Bu vesileyle hem yurt içinde hem de uluslararası alanda her türlü savaş ve çatışmanın barış ve müzakereyle sonuçlanması gerektiğine ilişkin talebimizi yineliyor ve barışı savunanların hemen beraat ettirilmesini istiyoruz.”