NUR BANU KOCAASLAN
İstanbul’un en turistik bölgelerinden Sultanahmet’te güpegündüz kaçırılan, cinsel saldırıya uğrayıp darp edilen beş yaşındaki çocuk hayat mücadelesi veriyor.
Güvenlik kameralarında görüldü
Fotoğraflar: DİKEN
Sultanahmet’in oteller bölgesi Küçük Ayasofya mahallesinde kendisine bakan teyzesinin çalıştığı otelin önünde oynayan beş yaşındaki Y.İ., 23 Mart Salı sabahı saat 8:00 dolaylarında bir anda kayboldu. Durumu fark eden ailesi, Y.İ.’yi mahallede didik didik aradıktan sonra polise başvurdu. Bölgedeki güvenlik kameralarında yapılan aramalarda, bir kasap dükkanının kamerasında çocuğun görüntüsüne ulaşıldı. Görüntülerde, çocuğun sarı yelekli bir şahısla uzaklaştığı görüldü.
Kısa süre sonra saat 11:30 dolaylarında Y.İ.’nin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne acile kaldırıldığı öğrenildi. Ağır darba uğradığı fark edilen küçük çocuk acilen ameliyata alındı.
Köpekleri sevmek için kabul etti
Küçük çocukla beraber hastaneye gelen şahsın, kamera görüntülerindeki sarı yelekli kişi olduğunu tespit eden polis, şahsı sorgulayınca olay ortaya çıktı.
Suriye uyruklu, kimlik kayıtlarına göre 15 yaşındaki M.R.H., savcılıkta verdiği ifadesinde Y.İ’yi sokakta görünce köpekleri sevip sevmediğini, isterse kendisine Semih isimli arkadaşının parkta beslediği köpekleri gösterebileceğini söyledi.
Y.İ.’nin kabul etmesiyle birlikte gezdiklerini anlatan zanlı, “Çocukla birlikte daha sonra Sultanahmet’e gittik. Çocuğa Sultanahmet Cami’ni gösterdim. Daha sonra da Gülhane Parkı’na beraber girdik, parkta da bir süre gezdik” dedi.
Savcılıkta verdiği ifadesinde bundan sonra Gülhane sahiline gittiklerini anlatan zanlı, çocuğa burada cinsel saldırıda bulunduğunu, çocuk ağlamaya başlayınca birkaç tokat attığını, susmayınca da kafasına taşla vurduğunu itiraf etti.
Y.İ’nin bayıldığını fark eden M.R.H., sonrasında olanları şöyle anlattı: “Çocuğun kolunu kaldırdığımda düşünce korktum. Ambulans çağırmak için sokaktan geçen iki kişiye ambulansı sordum. Ancak bu kişiler ambulansı aramadılar. Gülhane Parkı’nın içindeki güvenliğe gittim. Güvenlikçi kadına durumu anlattım, bu güvenlikçiye ‘Atatürk heykelinin olduğu yerde beş yaşında bir çocuk var, durumu kötü, bayılmış’ deyip ambulans çağırmalarını söyledim. Orada bekledim, 15 dakika sonra ambulans geldi, ben de ambulansla beraber çocuğun olduğu yere gittim ve bu çocuğu hastaneye kaldırdılar.”
Dalağı alındı
Hastane giriş kaydında, Y.İ.’nin iç kanamasının olduğu, diş ve kafatasında çok sayıda kırık olduğu gözlendi. Hastane raporunda, Y.İ.’ye yapılan testlerden, çocuğa uyuşturucu madde içirilmiş olma ihtimalinin olduğu anlaşıldı.
Ameliyatla dalağı alınan çoçuk halen yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Ekonomik güçlükler çeken ailesi, Y.İ.’nin uzun sürecek hastane masrafları ve dava süreci için yardım beklerken, Y.İ. gibi başka çocukların zarar görmemesini istiyor.
‘Ben yanlış yaptım, pişmanım’
Sanık, savcılığa verdiği ifadesinde suçunu kabul ederek, “Ben yanlış yaptım, pişmanım” dedi.
15 yaşındaki M.R.H, Türkiye’ye Suriye’de devam eden savaş yüzünden iki buçuk yıl önce anne babası ve altı kardeşiyle geldiğini söyledi. Babasının işsiz, annesinin çalıştığını belirten M.R.H., okula gitmediğini, seyyar tezgahta durduğunu kaydetti. M.R.H., ifadesinin ardından tutuklandı.