Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Cinskırım olgusu salt ataerkil zihniyetteki erkeklerin toplumsal öğrenmelerle gerçekleştirdiği kadına şiddet eylemlerinin en uç boyutu olan kadın cinayetlerinden ibaret değil. Cinskırım kavramına dahil olduğu halde gündemde yer alamayan çok geniş bir şiddet gerçekliği var. Sözlü, duygusal, ekonomik, fiziksel, cinsel şiddet eylemlerinin boyutunu, kadın cinayeti rakamlarının on katını belki yüz katını düşünerek anlayabiliriz. Kadın yaşamının nasıl bir cendereye sıkıştırıldığını varın siz hesaplayın. Ki bu hesaba çocukları eklemeyi unutmayın. Beşikten mezara kadar kadınlar, kadın cinsiyeti nedeniyle cinskırıma uğratılıyor. Yaşama sevinci ve gelecek hayalleri yetiştirilirken köreltilip yeteneklerini ve kapasitelerini geliştirme ve kendisini gerçekleştirme imkanı ellerinden alınıyor. Cinskırım kavramı böylesi geniş bir şiddet alanı kadar çaresizleştirilmiş kadınlık halini de içerir. Ve kadınlar her 25 Kasım’da öldürülmelere, şiddete uğratılmalara, kısıtlamalara karşı dayanışmayla güçlenir. Ve devlet her 25 Kasım’da kadınların protesto ve dayanışma eylemlerini kolluk şiddetiyle baskılarken cinskırımın, fail şiddetiyle sınırlı kalmayıp siyasi irade ile beslenen bir politika olduğunu ispatlar.
Kadın katillerine değil kadınlara meydan okuyan devlet olur mu, oluyormuş. Nitekim kadınları failin şiddetine karşı korumak için bütçede sadece 1000 (yazıyla bin) elektronik kelepçe tahsis edilmişti. Bu yıl da aynı. 1001 bile olamadı. Oysa kadınların koruma talebi başvuruları milyonu bulmuş olabilir çünkü 2021’de Soylu, 750 bin dolayında başvuru olduğunu söylemişti. Kadınları korumak için bin elektronik kelepçe sayısını milyona çıkarmak gerektiği halde +1 bile eklemeyen devlet, kadınların önlenebilir cinayetlerle öldürülmesine göz yumuyor demektir. Buna da cinskırım politikası denir. Yani sadece şiddet ve cinayet sayılarının artması değildir cinskırım aynı zamanda toplumda ve ailede erkek egemenliğini, şiddeti teşvik ederek güçlendirmek için siyasi iradenin seçtiği politikanın adıdır.