Metamorfoz dizisini izleyince iktidarın yeni dönemde Fetullahçı çetenin algı çalışmasını örnek aldığı net şekilde fark ediliyor. Elbette dizi, geçmiş dönemde üretilen emsallerine göre çağın teknik imkanlarının avantajını kullandığı için daha eli yüzü düzgün görünüyor. Ama selefleri gibi mantıksızlık çukurunda oradan oraya savruluyor. Çocuksu bir dille “büyük resmi” göstermeye çalışıyor. Pis işlerin çekildiği mekanlar, alta yerleştirilen üçüncü sınıf gizem müzikleri, dizinin başında edinilen yan sanayi Hollywood yapımı intibasını pekiştiriyor. Senaryonun inandırıcılık düzeyi zaten evlere şenlik. Osman Kavala’yı temsil eden Teoman Bayramlı karakteri de adeta FETÖ dizilerinden günümüze fırlamış gibi. Aslında göründüğü gibi olmayan, başka aidiyetlerle yaşayan, bir eli yağda bir eli balda, sinsi, yabancı istihbaratlar için çalışan bir “devrimci kapitalist”… Dizinin jeneriği ise ana hedef olan Gezi Direnişi’ne gönderme yapıyor.
Normalde insan bu işin içinde yer almaya utanır. Osman Kavala, 2017’nin Kasım ayından bu yana cezaevinde. Tutukluk sürecinde AİHM tahliye edilmesine karar verdi ama karar mahkemeler tarafından uygulanmadı. Çünkü Erdoğan’a göre AİHM’in ne dediği Türkiye’yi ilgilendirmiyordu. Geçen yıl nisan ayında milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen Can Atalay ve diğer hak savunucularıyla birlikte 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kendisini haklı bulun bulmayın, Kavala hakkındaki yargı süreci cezası Yargıtay tarafından onanmadığı müddetçe hâlâ devam ediyor. Açık hukuksuzluğa maruz bırakılmış, yıllardır tuhaf delillerle rehin tutulan, her şeyin ötesinde yargılama süreci devam eden bir insan hakkında, üstelik beraat ettiği casusluk suçlamasını da meze ederek kamu kaynaklarıyla olumsuz kanı oluşturmak uğruna çırpınan böylesi bir diziye katkı sunmak için kişinin ahlak denen kavramla çoktan vedalaşmış olması gerekir. Buna sanat dünyasından güçlü bir tepki gelecek mi, onu da göreceğiz.