Bizim aşklarımız sizin aşklarınıza benzemez… Hep boynu bükük, kırılmış ve incinmiş birisi vardır… Yarımdır sarılmalar, okşamalar eksik, çoğu zaman yalnız dul gibi, arkada bir sevgili kalır… Ve çocuklar sanki yetim… Bizim meslek çok sevmeye gelmez…
Demokrasi falan diyorsun ya… İşte demokrasinin kanıtıdır; gazeteciler, yazarlar, editörler, muhabirler, foto muhabirleri, sayfalar, sütunlar, tepkiler, tartışmalar, eleştiriler, aykırı sesler…… Çıkart bunları… Dünyada adam yerine koymazlar seni… İhtişamın beş para etmez…
Eğer sıra yine gazetecilere geldiyse… Demek ki derdin demokrasi falan değil… İstediğin suskunluk… İşte bunun için gazetecileri vurmalı… Dünyada gazetenin en az okunduğu, lakin gazetecilerin en çok öldürüldüğü ülkedir burası…
Bizim yüreğimizde; bir yaralı asker, hep inler… Bir mazlum mahkeme kapısına çökmüş, adalet bekler… Bir işsiz genç hep sızlanıp sitem eder… Bir çocuk ağlar, babasını ister… Susturamayız… Bizim vicdanımız, senin vicdanınıza benzemez…