– Soylu, iktidarın yerel seçimlerde başarısız olmasını kendi stratejisinin uygulanmamasına bağlıyor. “Bensiz kazanılamadı” tezini etrafa yayıyor. Kendi büyüdüğü, siyasete başladığı Gaziosmanpaşa’da da CHP’nin kazanmasını görmek istemiyor.
– Böylesi bir ortamda Soylu, yeniden güçlenmek istiyor. Öyle ki cumhurbaşkanlığı yardımcılığı veya “en kötüsü” AKP Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturma konusunda büyük bir beklenti içindeydi. Lakin bu talebi henüz karşılık bulmadı.
– Bir yandan da Emniyet Müdürleri Kararnamesi meselesi var. Aslına bakılırsa kararnamenin haziranda yayımlanması bekleniyordu ama sürecin Soylu’nun yüzünden kilitlendiği ileri sürülüyor. Hatta atama kararlarının iki kez değiştiği de konuşuluyor. Buradaki krizin nedeni, Soylu’nun İçişleri Bakanlığı’ndaki gücünün tasfiye edilip edilmemesinde. Her ne kadar aksi düşünülse de Soylu’nun halen devlet içinde ciddi bir karşılığı var. Öyle ya bazı sembol isimler dışında değişim yaşanmadı. Örneğin birçok il Emniyet müdürü, mülki idare yöneticisi ve hatta jandarma kurmayları Soylu’ya yakınlığı ile biliniyor. Eski Bakan Soylu da bu gücünü korumak için çabalıyor.
– Soylu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya o koltukta oturduğu sürece kendisini güvende hissetmiyor. Tüm hamlelerini biraz da Yerlikaya’yı yıpratmak için planlıyor. Her ne kadar Saray’daki Mehmet Uçum gibi isimlerden destek alsa da sonsöz Cumhurbaşkanı Erdoğan’da. Zaten yaptığı şovların asıl amacı Erdoğan’ın dikkatini çekmek. Yakın çevresine uzun zamandır “Ben AK Partili değilim. Kimse bana sahip çıkmıyor, sadece Erdoğan’a bağlıyım” diyor.
– Soylu’nun akıbetinin bundan sonra ne olacağı Erdoğan’a bağlı. Peki, eğer cumhurbaşkanı, beklediği taltifi yapmazsa Soylu AKP’den istifa eder mi? Bir komplo teorisine göre; evet. Soylu’nun diğer göz kırptığı yer ise MHP. Ancak MHP’nin “dışarıdan” gelen Soylu’yu kabul etmeyeceği düşünülüyor. Hal böyle olunca Soylu siyaseti elbette bırakmaz ama bu “kırgınlığı” devam ederse yeni bir parti kurar mı? “Kesinlikle olmaz” denmiyor.