Bir şehidimiz var. Şehidimizin katili ile o katile cinayet silahını veren kişiler belli. Ben şehidimizin cenazesine dair haber yayımladığım için hapse atılıyorum, beni hapse atanlar ise şehidimizin katilleriyle aşk yaşıyor.
Ben ajanım, ben hainim, ben katilin maaşlısıyım öyle mi?
O kumpas davasının duruşma salonunda savunmamı şöyle bitirmiştim, yazı da öyle bitsin:
“Biz, çocuklar adil bir gelecekte yaşasın diye bu çileli yolu seçtik. Ne kadar başarılı olduk ya da olacağız o gelecek için, ileride tarih kitapları yazar.
Ama çocuğum yarın ‘Peki, o günlerde sen ne yaptın’ diye sorarsa başımı eğmeden gözlerinin içine bakıp anlatacağım bir mücadeleyi miras bırakmak istiyorum.
Gerisi lafügüzaf.”