Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce Yırca’da kesilen ağaçlar için hayıflanadursun, bakanlığı Anayasa Mahkemesi’nin Çevre Kanunu’nda iptal ettiği Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) muafiyetine dair bir maddeyi, yönetmelik değişikiliğiyle yeniden yürürlüğe koydu.
Buna göre, toplu konut projelerinden alışveriş merkezlerine, akarsu havzalarındaki su aktarımından beyaz eşya boyama tesislerine kadar yapılaşmaya ve doğal kirliğine yol açan çok sayıda mega proje tipine ‘ÇED olumlu’ raporundan muafiyet korundu.
Yapılaşmanın çevresel etkisi yok sayıldı

Kentsel dönüşüm projeleri ÇED sürecinden iptal edilenlerden biri. Fotoğraflar: DHA
Bugün Resmi Gazete’de yayınlanan yeni yönetmelikte geçen temmuz ayında Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği Geçici 3’üncü Madde’de öngörülen muafiyetlerin yeniden eklendiği görüldü.
Bu maddeyle ÇED sürecinden muaf tutulan tesisler şöyle:
* Alışveriş merkezleri
* Toplu konut projeleri
* Kentsel dönüşüm alanları
* Hastane projeleri
* Golf tesisleri
* Yeraltından geçen demiryolu hatları, metrolar
* 100 km ve altı demiryolu projeleri
* Nükleer, termik santral, kurşun fabrikası gibi sanayi ve enerji tesislerinin sökümü
* Beyaz eşya boyama tesisleri
ÇED muafiyeti sağlanması için bazı projelerde bundan önce getirilen kriterler de düşürüldü.
Nokta atışı değişiklikler

ÇMO, yönetmelik değişikliğiyle HES’lere dolaylı muafiyet sağlandığı eleştirisini de getirdi.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) madde madde getirilen değişiklikleri eleştirdi.
* 3 milyon m3 altındaki dip taraması ve denizden, göllerden ve nehirlerin dibinden malzeme çıkartılması da ÇED sürecinden muaf tutuldu.
ÇMO’nun yorumu: “Denizlerimizdeki ekosistem, ırmaklarımızdaki ekosistem nasıl etkilenecek, araştırılmasını istemiyorlar! Yani 2.999.999 m3 dip taraması yaparsanız ÇED`den muafsınız!!!”
* Akarsu havzaları arasında 100 milyon m3 altındaki su aktarımları ÇED’den muaf tutuldu. Bununla birlikte, farklı akarsuların yatağını değiştirerek yapılan HES projelerinde önceden 300 bin m3/yıl olan sınır 100 milyon m3/yıla çıkartıldı.
ÇMO: “Bu maddeyle HES projelerine dolaylı muafiyet sağlanacak.”
* Seramik üreten tesislerde ÇED uygulama sınırı 100 bin tondan 300 bin tona çıkartıldı.
ÇMO, nokta atışı değişikliğe işaret etti: “Kimin fabrikası? Neden 300.000 ton?”
* Orman alanlarının dönüştürülmesi de ÇED’den muaf tutuldu.
ÇMO: “Sn. Bakan İdris Güllüce, yaban domuzlarının şehre gelmesini magazinsel bulmuştu, bu düzenlemeyle de düşüncesini yönetmeliğe koymaktadır.”
* Yer altı suyu çıkartılmasına dair projelerin sınırı 30o bin m3/yıl`dan bir milyon m3/yıla çıkartıldı.
ÇMO: “Kuraklıkla karşı karşıya kaldığımız bir süreçte, Orman ve Su İşleri Bakanı Sn. Veysel Eroğlu Konya havzasında yer altı sularının bittiğini açıkladığı bir dönemde, yer altından çekilecek suyun etkilerinin değerlendirilmemesini sağlamak, akla, mantığa, bilime uymamaktadır…”
* Tuz çıkartmak da artık ÇED sürecinden muaf.
ÇMO: “Tuz Gölü`nde yasadığı bir şekilde devam eden ve doğayı yok eden tesislerin ÇED olumlu kararları iptal edilmişti. Nokta atışı bir düzenleme ile bu tesisler ÇED`den muaf tutulmuştur!”
* Rüzgar enerji santrallerinde (RES) tribün sayısı üzerinden değil, güç üzerinden ÇED süreci işletilmesine karar verildi.
ÇMO: “Asıl çevresel etki tribün sayısında.”
‘Çevre bakanı, inşaat bakanı mı?’

Güllüce, Soma’nın Yırca köyünde 6 bin ağacın köklenmesine yol açan Kolin’in termik santral projesine bizzat kendi bakanlığının ‘ÇED olumlu’ raporu verdiğini bilmezden gelip şirkete, “Nasıl kıydın” diye sormuştu.
ÇMO adına basın açıklaması yapan Başkan Baran Bozoğlu, düzenlemeyi inşaat sektörüne sınırsız olanak tanıyan, rantı genişleten, çevresel etkileri hiçe sayan bir düzenleme olarak yorumlayıp “Yönetmelikteki bazı değişiklerin ise nokta atışı olduğu, belirli fabrikaları muaf tutmayı hedeflendiği de akıllarda soru işareti yaratmakta” dedi.
Projelerin etkilerinin değerlendirilmesinden dahi kaçılmaya çalışıldığının altını çizen Bozoğlu, AB uyum sürecinden de uzaklaşıldığının altını çizdi: “AB ÇED uygulamasında halkın katılımı toplantısı en az iki defa düzenlenmekte. Yeni AB ÇED direktifinde halkın katılımı süreci 30 güne çıkartılmış, yani halk ile 30 gün boyunca projeye dair görüşme yapılması zorunluluğu getirilmiş. AB direktifinde muafiyetler bulunmamakta.”
‘Üç dakika çevre bakanı olsun’
Bozoğlu, kısa vadede Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin gününün üç dakikasını çevre bakanı olarak geçirmesini önerdi.
ÇMO başkanı yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “Tek başına güçlü bir çevre bakanlığının kurulması, yatırımcıların, halkın, doğanın haklarını gözeten ancak kamu yararını kendisine ilke edinen bir ÇED sürecinin tanımlanması, hukukun işletilmesi, kanunların, mahkeme kararlarının uygulanması.”
Bozoğlu açıklamasını, “Özetle, yeni düzenlemeden karlı çıkan çevre, doğa, halk değil, belli başlı şirketlerdir” diyerek bitirdi.