Sermayesi kıtalara yayılmış, güçlü yerli işbirlikçilere sahip Anagold’un çıkar piramidinin, geniş bir de ‘alt tabakası’ var. Maden geldikten sonra kurulan onlarca taşeron şirket, birkaç ailenin elinde. Onlarla kan bağı bulunan yüzlerce yoksul ise madenin işçi deposu. Üstelik yerel siyaset ve bürokrasi de altının etrafına örülü ilişkilerin hakimiyeti altında.
Anagold’un İliç’teki yerel ilişkileri saymakla bitmez. Elinin değmediği şirket, makam, mevki kalmamış. Yegane amacı Çöpler’deki altını sömürmek olan farklı kıtalara yayılmış küresel bir sermayenin sömürge ilişkileri, işte böylesine en küçük yerel hücrelere dek işlemiş durumda. Basitçe “para verip arazileri aldı” diyerek tarif edemeyeceğimiz; siyasetinden bürokrasisine, dinsel bağdan kan bağına, her şeyi bu uğurda seferber etmiş bir canavara bakıyoruz. Haliyle onunla mücadele de, her bir uzvuyla mücadele etmeyi gerektiriyor.