Temmuz 2024’te sazan sarmalı başarılı olursa ve asgari ücret artmazsa neler olacak? Alım gücü düşecek ve yoksulluk artacak. Asgari ücret ülkemizde sadece küçük bir grubun ücreti değil ortalama ücrettir. Yaklaşık 10 milyon insan asgari ücret civarında ücretlerle çalışıyor.
Asgari ücret artmazsa asgari ücretten daha yüksek olan ücretler de artmayacak. Asgari ücretin piyasadaki ücret düzeyini etkilediği biliniyor. Asgari ücretin artmayışı şirketleri ücretlere zam yapmamaya yöneltecek. Böylece temmuz’da ücretle çalışanların neredeyse tamamı ücret artışı alamayacak. Asgari ücret artmazsa SGK’nin prim gelirleri artmayacak. Böylece emekliye daha düşük oranlı zam yapılması meşrulaşacak. “Para yok”, “SGK’nin mali yapısı uygun” değil denilecek.
Türk-İş’e göre 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (açlık sınırı) mayıs ayında 19 bin liraya yaklaştı. Bekar bir işçinin yaşam maliyeti ise 24 bin 600 TL civarında. Bunlar yıl içinde daha da yükselecek ve asgari ücretin alım gücünü daha da düşürecek. Ancak Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi tarafını temsil eden Türk-İş de “önce enflasyon düşsün” diyerek sazan sarmalına fiilen ortak oluyor.
Asgari ücretin ve ücretlerin artmaması yoksulluğun artması anlamına gelecek. Oysa yoksulluk enflasyonun önemli sebeplerinden biri. Yoksulların tüketim kalıplarındaki ürünlerin fiyatları daha hızlı artıyor. Bu nedenle yoksulluk sürdükçe enflasyonu düşürmek zor.
Asgari ücret para olmadığı için değil sözde “dezenflasyon” bahanesiyle artırılmıyor. “Kemerleri sıkalım, böylece enflasyonu düşürelim” deniyor. Tam bir illüzyon söz konusu. Enflasyonun düşürülmesi, alım gücünün artması gibi sunuluyor. Nereden bakarsanız bakın emeğe karşı kurulan bir sazan sarmalı var! Bu neoliberal sazan sarmalına karşı uyanık olmak lazım. Sendikaların ve muhalefetin görevi bu neoliberal sazan sarmalına karşı çıkmaktır.