Birileri Meclisi açtı güle oynaya, poz verdi kadrajlara. Zamlar alındı, maaşlar yattı, Meclis tatile çıktı, bazı vekiller direnişlere desteğe koştu, bazıları tatile. Nasipse dönecekler ekimde.
Yerel seçim pazarlıkları başladı. Aynı belirsizliğin laciverti, aday kim, ittifak var mı?
Hatırlayalım: Belirsizliğin yarattığı anksiyete, depresyon ve stres durumları, önceki belirsizliklerin nasıl çözüldüğü ile ilintilidir.
Bugün belirsizliği bütün vücudumuzla hissedelim istedim.
Çünkü hiç yüzünden, hiç delil, hiç tanık ve hiç hukukla 500 gündür içeride Gezi tutsakları, 2 bin 140 gündür Kavala, 2016’dan beri Demirtaş ve daha niceleri…
Biz en azından -mış gibi yaptık, onlar gözle görülür, elle tutulur somut bir beton kalıp gibi etraflarında belirsizlikle sınanıyor bunca zamandır, bir daha ne zaman göğün sonsuzluğunu görecekler belli değil.
Her geçen günü, yavaşlayan yelkovanı, akrebi bir düşünün. Elinizi kalbinize götürün, hızlı çarpıyor değil mi?
Belirsizliğin anksiyetesi işte o, bir de bizim belirsizliğe olan tahammülümüzün utancı.
En az bir belirsizliği ortadan kaldırmadan bize insanca bir yaşam yok, bunun farkında olmalı.
En belirgin sorunumuz adaletsizlik, buradan başlamalı.
-Mış gibi davranarak dönmüyor bu dünya, dönmeyecek.
Her gün can çekişmektense, bir belirsizliğin yıkım bedeli neyse ödemeli, belli ki her şeye değecek.