Yılgınlık yok diye haykırmanın kolay olmadığı zamanlar geçirdik. Geldik ya herro ya merro duruma.
Oy ve Ötesi bu sene OCR teknolojisi ile iletilen tutanakları anında sayısal veriye dönüştürüp sisteme girecek. Sonucun teyidini daha erken alabilecek siyasi partiler.
Onlar #DemokrasidenTarafız sloganıyla yola çıkıyorlar, Türkiye Gönüllüleri Platformu ise “Gel irademize birlikte sahip çıkalım” diyerek.
Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu zaten kuruldu.
Herkesin üzerine düşen sorumluluğu alacağına inansam da “Zaten başvuran çoktur.” diye düşünenler için yazmak istedim: Bu işte başvurunun çoğu olmuyor.
Daha önce de çok ama çok önemli olduğunu düşündüğümüz seçimler oldu, o zamanlar da kurtuluşa bu kadar yakın gibi hissettik. Neredeyse tamamında görev aldım. Müşahit kartımı alıp sabahın ilk ışıklarıyla giderdim okula.
Muhakkak bir sandık görevlisi gecikirdi, gelmezdi ya da kimliğini unuturdu. Hani seçim ceplerindeydi güya derdim içimden, hani seçime çok hazır giriyoruz diyordular? Sandık görevlisi gelmedi bile? Bir seçim hariç diğerlerinin hepsinde sandık kuruluna bu şekilde girdim. İlk görev aldığım sene, müşahitler arasında emekli bir öğretmen vardı, hepimize o yol gösterdi. Sonrasında bir seçimde yirmilerinin başında bir beden eğitimi öğretmeninin sandık başkanı olduğu bir seçim geçirdim. Ben tam dört kez eğitime katılmıştım. Geçmiş seçimden tecrübem de vardı. Seçim gecesi sarılıp kucaklaştık. Çok gençti, çok paniklemişti, birlikte atlattık.