Yasal ve meşru olarak seçime giren bir partiye “PKK’nın uşağı” diyor, cezaevindeki Demirtaş’ın herkesi ölümle tehdit ettiğini söyleyebiliyor.
Gözümüzün içine baka baka “Demirtaş’ın ruh halini çok kötü buldum” diyor.
Oysa ruh hali kötü olan kendisi ve partisi… Bunu da muhalefete, sivil toplum örgütlerine, barolara, ticaret odalarına saldırarak, onları hedef göstererek, suçlayarak itiraf ediyor aslında. Oyunları bozuldu.
Muharrem İnce yakaladığı rüzgârla Erdoğan’ı, HDP ise barajı zorluyor.
Kendi yandaş yazarları bile artık AKP’den umudunu kesmiş olmalı ki dün “Sürprizlerin seçimi” deyiverdi.
İnce’nin sol oyları yükselttiğini, HDP seçmeni Kürtlerle CHP arasında uzun süredir ilk kez bir köprü oluşmaya başladığını yazdı ve “Görünen tablo o ki 24 Haziran gecesi sürprizlerin seçimi geliyor. Birçok sonucu anketlerden değil, ancak sandıklardan öğrenebileceğiz” dedi.
Yani Erdoğan’ın şu meşhur kapalı toplantıda söylediği gibi bu kez sonuçlar AKP için “çantada keklik” değil. Pazar akşamı Türkiye, 16 yıl sonra AKP iktidarına ‘bay bay’ demeye hazırlanıyor.
AKP’liler için bunu kabullenmek zor ama kabul etmeseler de muhalefette siyaset yapmayı öğrenme zamanları geldi.