CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Süleyman Demirel’in “Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur” diyerek siyasetten uzak durmayacağı mesajını vermişti kısa bir süre önce; öyle de yapıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “normalleşme” açıklamalarını açıktan eleştiren, CHP’nin tüzük kurultayına gitmeyen ve son dönemde kimi gazetecilerle girdiği polemiklerle gündeme gelen Kılıçdaroğlu, her ne kadar kabul etmese de anlaşılan parti içi muhalefetin kanatlarından birine önderlik ediyor. Geçen akşam TV100’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu’nun özellikle “normalleşme” üzerinden parti yönetimine yönelttiği yeni ve ağır eleştiri de bunun açık kanıtı.
İddia edildiği gibi CHP’nin tüzük değişikliğine destek vermediğini söylerken tüzük taslağının da kendisine çok geç gönderildiğini, incelemeye bile zamanının olmadığını belirtiyordu. Özel’i tüzük değişikliğinde verdiği sözleri yerine getirmemekle de eleştiriyordu. Bunun sonucunda “tartışmaların parçası olmak istemediği“ için de tüzük kurultayına gitmediğini vurguluyordu. Evet, Kılıçdaroğlu kısa bir süre önce parti içinde tartışmaların parçası olmak istememiş olabilir ancak şimdi “farklı bir atmosfer” görmüş olmalı ki bir tartışmanın bir parçası olmaya karar vermiş.
Evet, Kılıçdaroğlu söyledikleriyle CHP Genel Merkezi’ni eleştirmeye devam edeceği mesajını açıkça verdi. Ama Meral Akşener’in Altılı Masa’yı terk edip geri dönüşü ve Saray’a çıkışıyla ilgili bildiklerini açıklamadı. Belki Akşener sözünü ettiği davayı açarsa kamuoyu da o günlerde neler döndüğünü açık ve net bir şekilde öğrenmiş olur. Ya da Kılıçdaroğlu, CHP yönetimine yönelik eleştirilerinde olduğu gibi Türkiye tarihini derinden etkileyen bu konuda da daha açık konuşur.