Cesedi Bodrum sahiline vuran üç yaşındaki Suriyeli Aylan Kurdi, ağabeyi ve annesinin de aralarında bulunduğu beş kişinin öldüğü faciayla ilgili görülen davada, haklarında 35’er yıla kadar hapis cezası istenen Suriyeli iki tutuklu sanık, suçu baba Abdullah Kurdi’ye yükledi.

Faciada bitkin halde sahile ulaşan Abdullah Kurdi, eşi Zahim, oğulları üç yaşındaki Aylan ve beş yaşındaki Galip’i yitirmişti. Fotoğraf: DHA
Faciayla ilgili gözaltına alınan Suriye uyruklu 36 yaşındaki Muwafaka Alabash ve 35 yaşındaki Asem Alfrhad tutuklanmıştı. Sanıklar hakkında ‘insan kaçakçısı’ oldukları iddiasıyla dava açılırken, botu kullandığı ve kaçışı organize ettiği öne sürülen Abdullah Kurdi için takipsizlik kararı verilmişti.
‘Abdullah Kurdi kahraman oldu’
‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ ve ‘iştirak halinde göçmen kaçakçılığı yapmak’ suçlarından 35 yıla kadar hapis ve ayrıca adli para cezası istemiyle yargılanan Suriyeli tutuklu iki sanığın katıldığı duruşmada Kurdi yer almadı.
Alfrhad, Suriye’nin başkenti Şam’da iş insanı olduğunu, Bodrum’a ortağı Ahmet Hajar ile otel kiralamak için geldiğini belirterek, “Kaçmak gibi bir düşüncem de yoktu. Ancak, beş aydır nedenini bilmediğimiz şekide cezaevindeyiz. Olayın asıl suçlusu bu işin asıl organizatörü Abdullah Kurdi ise şu anda televizyonlarda kahraman oldu ve yargılanmayı bırakın, ifadesi bile alınmadı” dedi.
Bodrum’da Alabash ile tanıştığını da anlatan Alfrhad, “Benden kendisini birkaç kez otomobilimle bir yerlere götürmemi istedi. Vatandaşım olduğu için yardımcı oldum. Kimseden para almadım. Kimseyi kaçakçılık için zorlamadım. Bodrum’da otel kiralamak isterken kendimi bu işin içinde buldum. Alabash’ın ise bu işin neresinde olduğunu bilmiyorum. Zaten bu olayın tanıkları da benim hakkımda herhangi bir şekilde suçlamada bulunmamıştır. Yedi yıldır Türkiye’deyim ve iş yapıyorum. Şam’da ailem çok zengin ve ticaret ile uğraşıyor, ortağımın durumu da iyi” diye konuştu.
Alfrhad’ın tanık olarak dinlenen ve Mersin’de yaşadığını belirten ortağı Suriyeli Ahmet Hajar ise “Asem’i Şam’dan tanırım. Birlikte ticaret yapıyoruz. Onun kaçakçılık işlerinde olması için bir nedeni veya ihtiyacı yok. Bodrum’a birlikte otel kiralayıp, turizm sektörüne girecektik. Zaten o, bu işlerin içinde olsa onun yanında olmazdım” dedi.

Abdullah Kurdi. Fotoğraf: Reuters
‘Bodrum’da Abdullah Kurdi’yi herkes tanır’
Bodrum’da Ebu Hüseyin ve Ebu Muhammed adlarıyla tanınan diğer tutuklu sanık Muwafaka Alabash da ifadesinde şunları söyledi: “Antakya’dayken bazı Suriyeliler bana, ‘Bodrum’a gittiğinde Abdullah Kurdi’yi bul. Göçmen kaçakçılığı yapıyor. Seni karşıya geçirir. Kime sorsan sana onu gösterir. Bodrum bölgesinde ‘Abdullah Kurdi’yi tanımayan yoktur’ dediler. Bodrum’a geldiğimde Abdullah Kurdi’yi buldum. Vatandaşlarından paraları topluyordu. Bir gece kendisine yardımcı olmam halinde beni ücretsiz karşıya geçireceğini ve tekneyi kendisinin kullanacağını söyledi. Bunun üzerine sadece Türk organizatöre verilen paranın kefili olarak sadece yanlarında durdum. Olay gecesi, iki taksiye binip gittiler. Ben ne tekneyi gördüm ne de bugüne kadar beş kuruş para aldım. Bu işi yapan asıl organizatör paraları toplayan Abdullah Kurdi’dir. Cezaevine gittiğimde de yakalanan birçok kişi Abdullah Kurdi’nin organizatör olduğunu söyleyince şoke oldum. Alfrhad’ın akrabalarını Kurdi aracılığı ile 8 bin dolar para toplayıp, kendisine verdiğini biliyorum.”
Alabash’ın kimseye yardım etmediğini ve para da toplamadığını söylemesi üzerine mahkeme başkanı hakim, sanıkların çelişkili ifade verdiğini söyledi. Bunun üzerine sanıklar, çelişkilerin tercümandan kaynaklandığını öne sürdü.
‘Can yeleği yoktu’
Faciadan kurtulan ve tanık olarak dinlenen Suriyeli Emin Haydar da ifadesinde, “Olay günü tekneyi Abdullah Kurdi kullanıyordu. Fiber tekne olduğu için çoğumuzda can yeleği yoktu. Gece karanlığında gelen büyük bir dalga bizi devirdi. Tekne ters döndü. Ölenler can yelekleri olmadığı için boğularak yaşamlarını yitirdi” dedi.
İfadelerin alınıp, tanıkların ve avukatların dinlenmesinin ardından mahkeme, iki sanığın Suriyeli olmaları, sabit adreslerinin bulunmaması ve kaçma şüpesi olmasını gözönünde bulundurarak tutukluluk hallerinin devamına karar verip duruşmayı erteledi.
Faciayla ilgili ikisi Suriyeli dördü Türkiyeli altı kişinin ise yakalanması için ise çalışmalar devam ediyor.