Akşam, evde televizyon karşısında “uzun oturmuş” miskinlenirken kulağıma ulaşan cümlelerle irkildim. Siz de dinlemiş, hatta benden farklı olarak seyir de etmişsinizdir.
Önce o cümleleri hatırlatayım: “Bir ülkede halk bunalmış, ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sisteminde bir sorun var demektir. Adaleti kaybettiğimizde her şeyimizi kaybedeceğimizi de bilmek zorundayız. Hukukun üstünlüğüne büyük önem veriyoruz.”
TV aygıtından uzandığım kanepeye kadar ulaşan ses bununla da yetinmedi, devam etti: “… Adalet dağıtmayan savcı ve hâkim de zalimler sınıfına giriyor. Devleti yönetenlerin yaptığı adaletsizlik hukuk yoluyla telafi edilirken yargının sebep olduğu adaletsizliğin telafisi yoktur.”
Vay vay vay…
“Kim ulan bu yüreğimin sesini dile getiren, hukuk devleti kavramından ne anlıyorsam pek duru özetleyiveren” deyip doğruldum ama ne çare, TV başka bir habere geçiyordu.
Ertesi gün gazeteye geldim. Masamın üstünde “sonra okurum” diye bıraktığım haberi buldum.
Bunları bizim, benim ülkemin Cumhurbaşkanı, AKP’nin Reis’i söylemiş. Çok güldüm…