• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Asıl iptal olan filmler değil, beraber iyileşme ihtimalimiz

14/04/2015 09:30

 


elifkelleELİF KEY

elifkey@gmail.com 

Kısacık bir kitaptır, epey ağırdır, yazarı Stephene Hessel, adı ‘Öfkelenin.’


Bir yerinde şöyle der: “Yetti artık! Olup bitenlere duyarsız kalmayın, liberal masallara kanmayın! Size empoze edilen bir dünya bakışından tiksindiğinizi, kızdığınızı gösterecek, insana has en basit tepkileri verin! Öfkelenin!”

‘Bir tek ben mi varım sinemada?’ Kahvesinden yudumunu alan gişe görevlisi gülümsedi, ‘Bu saatler biraz böyle, tenha.’

Çünkü biraz keyfi kaçık, bazen beklediği para, beklediği mektup, beklediği insan gelmemiş insanlar, yani hayatın bir şekilde keyfini kaçırdığı insanlar, bazen de randevusuna fazladan erken gelmişler, cebindeki parayı ilk seansa denkleştirmişler genelde ilk matinede buluşur. Hele şu cümle, şurada dursun: ‘Bir bilet lütfen, ilk seansa, fark etmez.’ Pek de gişe yapmayacağı afişinden belli filmleri 1456 kişi seyrediyorsa, yapın bir anket, cevaplar arasında görürsünüz; ‘Canım sıkkındı, fark etmez deyip, o filme girdim!’

‘Önemli değil, çocuklar iyidir’

Union Square’in dibindeki Regal Cinema salonlarında ‘Selma’ oynuyor, burada sinemalarda yerler numaralı değil, o yüzden erken giden ortanın ortasını kapar, isterse de ayaklarını uzatır. Görevli hanım hafif telaşlı, söylemese olmayacak gibi, ‘Ama sizin salonda bir okul gezisi var, isterseniz balkona çıkın, gürültü yaparlar’ diyor. Önemli değil, çocuklar iyidir.

İçeride üç öğretmen, 5. sınıfa giden 32 öğrenciye mısır dağıtıyor. Sabahın bu saatinde mısırı tabii ki çocuklar yer.

‘Hanginizin yok hala mısırı?’ Ellerini kaldırıyorlar. ‘Herkesin peçetesi var mı?’ ‘Hayır Misis Deynaaa’ diye bağırıyorlar. Öğretmenleri uyarıyor: ‘Gördüğünüz gibi salonda tek başınıza değilsiniz. Saygılı ve sessiz olmanız gerekiyor.’

Oğlanlar hızla bana bakıp geri dönüyor, kızlar biraz daha uzun bakıp gülümsüyor. Herkesin mısırı tamam, peçetelerini de aldılar, reklamlar bitecek ve film başlayacak. ‘Şşşttt başlıyor film, 5. sınıflar sessiz olacaksınız.’ ‘Tamam‘ diyorlar.

Film, küçük siyah kızların 16. Cadde’deki Baptist Kilisesi’nin merdivenlerinden inmesiyle başlıyor. Kızlar merdivenden inerken saçlarını nasıl yapacaklarını anlatıyor birbirine. Bir sonraki sahnede, Dr. Martin Luther King evde eşiyle beraber Nobel ödülü konuşmasına hazırlanıyor. Ve bir sonraki sahnede, o kız çocuklarının aşağıya neşeyle indiği kilise havaya uçuyor.

Çocukları neden bu filme getirdiniz, epey üzüldüler?

Kaynak: SelmaMovie.com

Fotoğraf: SelmaMovie.com

 

Salondaki çocuklar, öğretmenleri, bu çok şiddetli patlama sahnesine bakıyoruz. Epey üzücü. Bütün çocuklar ağlıyor. Bir sahnede, siyah kadın beyaz polise vurunca ayağa kalkıp alkışlayanlar oluyor. Öğretmenleri, ‘Herkes yerine’ diyor. Oturuyorlar.

Film 5. sınıflar için zor bitiyor. Çok ağlıyorlar. Çok korkuyorlar. Belki de bu kadarını bilmiyorlardı, bu kadarını beklemiyorlardı.

Film bittiğinde, öğretmenleri yanıma gelip, ‘Bu seansta kimse olmaz, kusura bakmayın, kafanızı şişirdik’ diyor. ‘Niye’ diyorum, ‘Niye bu filme getirdiniz çocukları, epey üzüldüler çünkü.’ Bir de anaları babaları bir şey demedi mi?

‘Aileleri biliyor bu filme getireceğimizi. Ayrıca yapacak bir şey yok, böyle öğrenecekler.’ Okulda sivil haklar dersini okurken özellikle Ferguson olaylarını ve Amerika’nın yakın tarihini çok anlattıklarını söylüyor. ‘Hepimizin nasıl birarada yaşadığını ve yaşayacağını anlatırken örneklerden kaçmıyoruz, onlar da ağlasalar da üzülseler de öğreniyorlar, bir daha unutmazlar.’

Sonra aradan haftalar geçiyor. Bir Pazar günü, ABD Başkanı Barack Obama, karısı ve iki kızını alıp Alabama Nehri üzerindeki Pettus köprüsünde durup yarım yüzyıl önceki olayların sadece tarihe ait olmadığından söz ediyor. Oraya gitmesinde filmin etkisi büyük, filme okul gezileri sürüyor.

Ve aradan haftalar geçiyor.

Sansür virüsü…

bakur5

Bakur’dan bir sahne…

 

 

Bizim de hep beraber seyredeceğimiz filmler var. İstanbul’da film festivali başlamış. O yazının başında bahsettiğim insanlar var, bilet soracaklar gişeden, belki bir tane bilet vardır ilk seansa, güzel bir film seyredip ‘Bu yeni yönetmen de kimmiş’ diye sorarak çıkacaklar sokağa. Ama böyle olmuyor.

Sansür virüsü, topun bakanlıkla İKSV arasında gidip gelmesi derken sonuç; her şey iptal. Elimizde cinayet mahalline gelip son sözü söyleyen detektif cümlesi gibi bir Zeki Demirkubuz cümlesi: “En iyi filmler faşist dönemlerde çıkar, bu dönemde zekası sinema yapmaya yetmeyen, sinema da yapmasın.”

Ne güzel, Twitter’da bol bol paylaşılır. Slogan gibi slogan. Buna da peki ama. Sanki asıl iptal olan beraber iyileşme ihtimalimiz.

Sansürden sonra herkes ‘Bakur’u biliyor, tamam. Peki ya Koloni, Komşu Komşu Hu, ya da Haziran Yangını? Bu belgesellerin tümü unutmamak içindi. Kentsel dönüşümü, Ethem Sarısülük’ü, onu vuran mahkemelere peruklarla gözlüklerle gelen Ahmet Şahbaz’ı, Kıbrıs’ta Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bilim adamları ve gizli tanıklarla Beşparmak dağlarını kazdığını, iskeletlerin çıkarılıp ailelere teslim edildiğini unutmayalım diyeydi.

Beş hashtag, on hakaret, yirmi tane bakanlığa söven slogan…

Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı Hanım’ın içeride komada yatan oğlundan haber beklerken hastane bahçesinde çocuklarının üzerini örtmesini kafamızın bir yerine kazıyalım diye değil miydi bunca çaba, bunca emek? Şimdi beş hashtag, on tane İKSV’ye hakaret, yirmi tane bakanlığa söven slogan, biter gider bu tantana da.

Açıklamalar yapıldı, kamuoyuna saygıyla da duyuruldu, lakin tam da birlik, beraberliğe ve hatta birlikte ve beraberce film seyretmeye ihtiyacımız olan bugünlerde bu neyin senaryosuydu, biletler iade edilsin herkes evine dönsün diye miydi? Kim çekecek bugünlerin filmini?

Bakanlık bastırdı, İKSV boyun eğdi: PKK’lıları anlatan ‘Bakur’ adlı filme sansür!

İstanbul Film Festivali’nde sansürlenen BAKUR’un yapımcısından dayanışma çağrısı

‘Bakur’ sansürüne tepki: 22 film festivalden çekildi, sinemacılar boykot çağrısı yaptı

Festival komitesinden Bakur’a sansüre tepki, yarışmalar ve kapanış töreni iptal

‘Bakur’a sansür’ün sorumluluğunu üstlenmeyen Kültür Bakanlığı suçu İKSV’ye attı

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Elif Key

SON HABERLER

Basketbol Şampiyonlar Ligi'nde final: Galatasaray Unicaja Malaga'ya 83-67 yenildi

Basketbol Şampiyonlar Ligi finalinde İspanya temsilcisi Unicaja Malaga’ya 83-67 mağlup olan Galatasaray, organizasyonu ikinci tamamladı. 

Sait Faik Hikâye Armağanı Burçe Bahadır'ın

71’nci Sait Faik Hikâye Armağanı, ‘Şimdi Dönecek Dünya’ kitabıyla Burçe Bahadır’a verildi.

İmamoğlu: Sen de gayet iyi biliyorsun ki, ortada ne suç var ne de örgüt

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenerek “Sen de gayet iyi biliyorsun ki, ortada ne suç var ne de örgüt, ne turp var ne de heybe” dedi.

Sekizinci kez alkollü yakalanan sürücünün ehliyetine 35 yıl el konuldu

Erzurum’da aracıyla sekizinci kez alkollü yakalanan O.E.’nin ehliyetine 2060’a kadar el konuldu.

Düğün salonları müzik telifi için sözleşme imzalamaya başladı

Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) yetkilileri, düğün salonlarında çalınan müziklerin telif haklarıyla ilgili düzenleme kapsamında salon işletmecileriyle sözleşme imzalamaya başladı.

HDP'yle hesabı kitabı bırakın, seviyorsanız gidin konuşun!
AKP'nin güçlü ve gerici müttefiki: Ulusalcılar!

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 749 gündür hapiste

YAZARLAR

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Füruzan'ın röportajlarındaki dil dikenleri

Mustafa Dağıstanlı

Sırrı bey…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Feray Aytekin Doğan: Eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi hattının yarattığı yıkımın son adımına hazırlık yapılıyor

Fehmi Koru: Cesur olunur ve gerçekçi adımlar atılırsa, ülke insanını rahatlatmak mümkün

Nevşin Mengü: Madem anneler günü, yavrularını kaybetmiş annelere söz vereyim

Saygı Öztürk: İmamoğlu susturulurken Öcalan'a yönetmelikte olmayan ayrıcalıklar tanındığına ilişkin haberler de şaşırtıcı

Zeynep Oral: Benim aklım fikrim, haklarını aradılar diye hapse tıkılan çocukların, gençlerin annesinde…

Mehmet Çetingüleç: Görülmemiş bir bedelliye, pardon 'soyguna' Beşiktaş hissedarları izin vermedi

Taha Akyol: PKK'nın açıklamasında 'iki farklı alanda birbirine paralel kararlar' aldığı belirtiliyor

Emre Kongar: 'En iyi' senaryoda bölünme yok, demokrasi var

Esfender Korkmaz: MB verilerinden Türkiye'ye kara para girişinin ve çıkışının kolay olduğu anlaşılıyor

Zeynep Aktaş: Hızlı nakde dönebilecek daha likit ve tematik varlıklar öne çıkan yatırım araçları

Şükran Pakkan: Toplu travma yaşanıyor, kimse kimseye 'İyi misin?' demiyor

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×