Danimarka’da yapılan bir araştırma, çalışma arkadaşları tarafından tacize maruz kalmanın, müşteriler tarafından taciz edilmekten daha yaralayıcı olduğunu, klinik depresyon ve işten uzun süre ayrı kalmayla sonuçlanabildiğini ortaya koydu.
Independent’ın haberine göre araştırma, binden fazla değişik iş yerinde çalışan 7 bin 600 denekten yüzde 1’nin işyerinde tacize uğradığını gösterdi. Bu rakam müşteriler de dahil edildiğinde yüzde 2.4’e çıkıyor.
Tacize uğrayanlar arasında kadınların oranı çok daha yüksek. Araştırmada yer alan 3 bin 487 erkekten sadece 11’i tacize uğradığını söyledi.
Geçen yıl Britanya’da yapılan bir araştırma da, çalışma hayatına atılan 18-24 yaş arası kadınların üçte ikisinin bir şekilde tacize maruz kaldığını ortaya koymuştu. Tacizkar davranışların başını ise ‘biçimsiz şakalar, çalışanın giyimi ya da bedenine dair cinsel içerikli sözler, dokunma ve öpme teşebbüsleri’ çekiyordu.
Danimarka’da yapılan araştırmada ise tacizin ruh sağlığına etkisi de ölçüldü. Ölçümlerde, işyeri tacizlerinin depresyon skorunu müşterilerin tacizlerinden iki kattan daha fazla yükselttiği görüldü.
Araştırmayı yürüten Çalışma Hayatı için Ulusal Araştırma Merkezi’nden Dr. Ida Madsen, “Bu fark bizi şaşırttı. İşyerinde tacize maruz kalanlarda uzun süren rahatsızlık ve iş hayatından ayrı kalma riskinin arttığı görüldü. Ancak müşteriler tarafından tacize uğrayanlarda artış aynı oranda değil” dedi.
Madsen, müşteri tacizinin de normalleştirilmemesi ya da inkar edilmemesi gerektiğini vurguladı: “Çok daha yaygın olan müşteri tacizinin de depresif semptomların seviyesini artırdığını bulduk. Bakım hizmetleri ya da sosyal hizmetler gibi insanlarla yakın ilişki kurmanız gereken işlerde taciz işin bir ‘parçasına’ dönebilir.”
Müşteriler tarafından tacize uğramak klinik depresyon riskini iş arkadaşlarınınki kadar artırmıyor; ancak bilim insanları sürekli devam eden tacizin değişik ruhsal hastalıklara davetiye çıkarabileceğine dair ciddi kanıtlara sahip.