Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’yle gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesine kırmızı ışık yakan Almanya Başbakan Angela Merkel’e çattı.
Basın toplantısı düzenleyen Kalın, Merkel’in Türkiye’ye yönelik açıklamalarını ‘talihsiz’ diye niteleyerek, açıklamaların ‘seçim atmosferi’nde yapıldığını söyledi.
Alman başbakanı ‘popülizm’ yapmakla suçlayan Kalın, şöyle devam etti: “Türkiye’yi böyle ‘yüzde 50 şurada, yüzde 50 burada’ gibi tasniflere tabi tutarak birtakım dışarıdan siyasi mülahazalar yapmak son derece sıkıntılıdır, demokratik ilkelere de aykırıdır. Aynı mantıkla biz Almanya için benzer bir analiz yapsak Sayın Merkel’in tepkisi ne olur acaba? ‘Ona oy vermeyen, yüzde 60-70-50 -her neyse- kitlenin de bizden beklentileri var’ gibi birtakım söylemlere girsek herhalde bunları kendileri de hoş karşılamazlar. Dolayısıyla bunları seçim atmosferinde yapılmış popülist değerlendirmeler olarak değerlendiriyoruz. Açıkçası çok da ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyoruz.”
‘Avrupa da zarar görür’
Cumhurbaşkanlığı sözücüsü, Merkel’in gümrük birliğine dair söylediklerine de şu cevabı verdi: “Öncelikle bir AB üyesi ülkenin bütün AB kurumlarına talimat verir tarzda tutum içerisine girmesi doğru değil. Gümrük birliği anlaşması kazan-kazan esasına göre yapılmış bir anlaşmadır. Burada Türkiye’nin de Avrupa ülkelerinin de kazanmasını esas alan bir ilişkiden bahsediyoruz. Bu engellendiği zaman, ötelendiği zaman, iptal edildiği zaman bundan sadece Türkiye zarar görmez, Avrupa ülkeleri de zarar görür.”
‘Çaresizlik göstergesi’
“Türkiye-Almanya arasında yaşanan bu gerginliği Alman makamlarının bütün Avrupa’ya yayma gayreti onların bir çaresizlik içinde olduğunu gösteriyor” diyen Kalın, Almanya’yla sorun yaşamak istemediklerini söyledi.
Almanya ve diğer Avrupa ülkelerini PKK, ‘FETÖ’ ve DHKP-C’ye ‘kol kanat germek’le de suçlayan Kalın, “Alman makamlarının yapması gereken, burada Türkiye’yi sorgulamak, suçlamak ya da kendilerince birtakım ekonomik tedbirlerle cezalandırmaya çalışmak yerine bu hataları düzeltecek adımlar atmak olmalıdır” diye konuştu.
Merkel’den rest
Merkel, şunları söylemişti: “Şu anda katılım müzakerelerinde yeni fasılların açılmadığı bir durumdayız, mali yardımlar da minimum düzeye indirildi…. Gümrük birliğinde bir güncelleme gerçekleştirmeyeceğiz. Türkiye’yle ilişkilerde herhangi bir derinleşme söz konusu değil.”
Merkel’in açıklaması, Türkiye-Almanya ilişkilerinin kopma noktasında olduğu bir dönemde geldi.
Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler, darbe girişiminin ardından gerilmişti. Türkiye, ‘FETÖ’ şüphelilerinin iadesi talebine ret yanıtı aldığı Almanya’nın parlamento üyelerine İncirlik Üssü’nü kapatmıştı.
Almanya’nın referandum öncesi AKP’li bakanlara propaganda izni vermemesi, yasağın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ‘Nazi uygulaması’ olarak nitelenmesi ve nihayet Alman vatandaşı hak savunucusu ve gazetecilerin ‘terörist’ ve ‘casus’ suçlamalarıyla tutuklanması gerilimi doruğa çıkarmıştı.
Son olarak Almanya Türkiye’ye karşı birtakım ‘yaptırımlar’uygulamaya başlamıştı.
Ticaret hacminin genişlemesine engel
Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle imzaladığı anlaşma 31 Aralık 1995’te yürürlüğe girmişti.
Türkiye, AB’yle arasındaki gümrük birliği anlaşmasının gıda/tarım, hizmetler, kamu alımları ve üçüncü ülkelerle yapılan serbest ticaret anlaşmalarını kapsayacak biçimde güncellenmesini istiyor.
Gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesinin AB ile Türkiye arasındaki ticaret hacmini iki katı olan 300 milyar dolara çıkarma potansiyeli bulunduğu belirtiliyor.
Gümrük birliği güncelleme sürecinin başlayabilmesi için üye ülkelerden oluşan Avrupa Birliği Konseyi’nin Avrupa Komisyonu’na yetki vermesi gerekiyor.