Ancak gelelim, Başbakan Erdoğan’ın ‘masumiyet karinesi’yle ilgili, başlangıçta değindiğimiz ‘doğru sözü’ne… “Müddei iddiasını ispatla mükelleftir” ilkesine… Başbakan, o sözü söylediğine göre, kendisinin veya siyasetarkadaşlarının son zamanlardaki ‘iddia’larını da hatırlamalıdır: Örneğin, ‘paralel yapı’ veya ‘paralel yapı’nın müttefikleriyle ilgili iddalarını… ‘Darbecilik’ yapmakla veya ‘darbecilere yardım ediyorlar’ suçlamasıyla hedef aldığı kurumlar, kuruluşlar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri için kendisi veya partisinin sözcüleri tarafından söylenen sözleri… Onlar eğer gerçek ise, bunun da ispatlanması gerekmez mi?
Daha önceki tarihlerde, daha pek çok olay sırasında kendisi ve arkadaşları tarafından yapılmış daha pek çok böyle suçlama var ama, hepsini saymaya, bu gazetenin ne sütunları yeter, ne sayfaları…
Sadece iki somut hatırlatma yapalım: ‘Gezi dönemi’nde biri Beşiktaş iskelesi karşısında, biri Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’nde geçtiği öne sürülen iki olay var. Onların ‘müddei’lerinin de, iddialarını ispat etme zorunluluğu yok mudur? Başbakan’ın kendisi de dahil, o iddiaları kamuoyuna gerçektir diye ilan etmekte çok uzun süre ısrar edenlerin…