Ankara’daki patlamanın ardından bir yazı kaleme alan Ahmet Altan, Cizre, Silopi ve Sur’daki ablukalarda hayatlarını kaybetmiş gençlerle, başkentteki bombalı saldırıda hayatlarını kaybedenlerin aynı neden dolayı ölüme gönderildiğini belirtti.
Altan, “Çıldırmış bir ‘yasadışı’ rejim kurmak, ‘başkanlık’ adı altında bir diktatörlük oluşturup suçlarının yargı önüne çıkmasını engellemek isteyen bir azınlığın delice bir korkuyla yaktığı yangının kurbanları bu insanlar” diye yazdı.
Haberdar’da yayınlanan yazısına Altan şöyle devam etti: “Bu gerçeği saklamak için sürekli ‘Türk’ olmaktan söz ediyorlar, Türklerle Kürtleri birbirinden ayırıp, o ayrımın yarattığı katranlı düşmanlığın ardına kendi amaçlarını gizlemek için uğraşıyorlar. Bu iktidarın suçlarını maskeleyebilmek için hep yeni suçlular ilan ediyorlar. Türk olmayı, Kürt olmayı bir anlığına unutup, dikkatle bir bakın. Bunların, Kürtlerin Tayyip Erdoğan’ı ‘başkan’ yapacağına inandıklarında söyledikleri sözleri, yazdıkları yazıları, attıkları twitler’i hatırlayın, Apo o zamanlar Ortadoğu’nun ‘en büyük liderlerinden’ biriydi…”
‘Neden korkuyorsunuz’
İktidarın Türklüğü, bütün ülkeyi içine düşürecekleri bir tuzak gibi kullandığını savunan Altan, “Fark etmiyor musunuz” diye sorarak şöyle devam etti: “Çocuklar ölüyor. Güzel yüzlü çocuklar. Türk çocukları, Kürt çocukları. Onları kurtarmak istemiyor musunuz? Ne bekliyorsunuz? ‘Ölmeye alışın’ diyenlere esir olup çocukların ölmesine sessizce bakacak mısınız? Neden korkuyorsunuz? Neyi kaybetmekten korkuyorsunuz? Çocuklarınızı kaybediyorsunuz, daha neyi kaybedebilirsiniz? O pazarlığı çocuklar ölmeden yapın, o sözü çocuklar ölmeden önce verin. Ve unutmayın ki eğer bir Tanrı varsa, başkalarının çocuklarının hayatını kendi çocuklarının hayatı gibi görmeyenlere merhamet göstermez.”