Ekonomik açıdan da durum farklı değildi. Dünya piyasalarında sıcak paranın bol bulunduğu, cari açığın kara deliğinin sürekli büyüdüğü, ülkenin, her anlamda tüm kazanımlarının akıl almaz bir savurganlıkla elden çıkarıldığı dönemde yaşanan bedeli, çok yüksek yapay rahatlamanın geçici olduğu, sürdürülemezliğinin yanı sıra büyük bir çıkmaza saplanmasının kaçınılmaz olduğu sürekli olarak vurgulanıyordu.
Sürekli cari açık veren, yeterince üretici olmayan, vurgun, avanta ve yağma temeli üzerine bina edilmiş, sürekli borçlanan, gelen dış borçları, üretken alanlarda yatırıma dönüştürmeyip betona gömen, yolsuzluk ve israf batağında debelenen, tarımı öldüren AKP döneminin, üretime yönelen, sağlıklı, sürdürülebilir bir ekonomik politikası hiçbir zaman olmadı.
Kriz, sistemin en parlak, en yürür sanıldığı zamanlarda bile AKP’nin gizli gündeminin, ekonomik tercihlerinin kaçınılmaz sonucu olarak hep orada bekliyordu.