Yeni Şafak ve Star gazetelerinin dünkü manşetleri inanılması güç bir duruma işaret ediyordu. 3000 ila 7000 arasında kişi ve kuruma yönelik, 2011’de başlayan 2013 sonbaharına kadar çeşitli fasıllarla devam eden, mahkeme kararıyla alınmış dinleme kararları…
Bu kararları, bu dosyaları, dinlenen kişi ve kurum yelpazesini ‘mevcut tartışma unsurları’yla, yani sadece ‘cemaat hükümet gerginliği’yle izah etmek pek zordur.
Çap ve yelpaze işinin altını özellikle çizmek gerek…
Bu çap askeri vesayet dönemindeki ‘andıç’ların bile ötesine geçiyor.
Siyasi iktidar bu sorunun önemini kendisine yönelik darbe algısının ötesine çıkararak tüm ülkeye bir kez daha, kutuplaşma yollarını seçmeden anlatmalıdır.
Ve bu otoriterleşme tablosuna, bu tehlikeli dokuya karşı önlem kaçınılmazdır.
Ancak şunu unutmadan:
Anti demokratik bir duruma yönelik tedbir alırken her adım meşru değildir. Esas olan meşruiyet ve hukuk sınırlarıdır.