Görmek gereken ikinci gerçek, adliyeden emniyete, ordudan eğitime devlet kurumlarının büyük kriz ve çöküş karşı karşıya kaldıklarıdır. Bu konuda onarım ve yeniden inşa Türkiye’nin bekası ve demokrasisi için kaçınılmaz önceliktir. Olağanüstü hal rejimi de mevcut koşullarda ve bu çerçevede anlaşılabilir bir durumdur. Devletin restorasyonu, hakkaniyet, adalet ve hukuk ilkeleri içinde yapılırsa, olağanüstü hal rejimi büyük tartışma ve sorun yaratmaz.
O zaman üçüncü mesele bu rejimin uygulanması konusunda hukuk hassasiyeti talebini dile getirmek ve bunu takip etmektir. Şu anda bir tasfiye aşamasındayız. Büyük çaplı açığa almalar, gözaltılar ve tutuklamalar yaşanıyor.
Geleceğimizi, demokrasimizi bunlar üzerine kuracağımızı kimse unutmamalıdır.