Geçen yılın haziran, temmuz ve ağustos ayları müthiş kazanç elde edilen bir dönem oldu.
Vadenin üç ay olduğunu varsayarak sağlanan kazanca bakalım… Dolar son üç ay itibarıyla haziranda yüzde 35, temmuzda yüzde 39, ağustosta yüzde 31 arttı.
Peki bu üçer aylık dönemlerdeki faiz geliri ortalama olarak hangi düzeydeydi? Yalnızca yüzde 6.5 dolayındaydı; evet yalnızca yüzde 6.5.
TL mevduatta duran yüzde 6.5 faize razı oldu, KKM’yi tercih eden ise bu üç ayda sırasıyla cebine yüzde 35, yüzde 39 ve yüzde 31 getiri koydu.
Hadi ortalamasını alalım ve yüzde 35 diyelim…
TL mevduatı tercih edene yüzde 6.5, KKM’ye geçene yüzde 35… Bundan daha çarpıcı bir gelir farkı olur mu?
KKM faizinin de belirleyicisi olan politika faizi geçen yıl haziran, temmuz ve ağustosta görece düşüktü, buna karşılık kur artışı çok yüksek seyredince KKM’nin yükü fazla oldu.
Kur artışı ile faiz arasındaki fark TLKKM için temmuz ortasına kadar bütçeden, sonrasında Merkez Bankası tarafından; DDKKM’den kaynaklanan fark ise tümüyle Merkez Bankası tarafından karşılandı. Merkez Bankası geçen yıl 818 milyar lira zarara durup dururken uğramadı ya!
Yeri gelmişken o dönemdeki politika faizini de hatırlatalım; faiz 23 Haziran’a kadar yalnızca yüzde 8.5 düzeyindeydi. Faiz 23 Haziran’dan itibaren yüzde 15 olarak, 21 Temmuz’dan itibaren yüzde 17.5 olarak, 25 Ağustos’tan itibaren de yüzde 25 olarak uygulandı.
KKM’de mayısta da azalmaya devam ediyor, bunu BDDK verilerinden de görüyoruz. BDDK’ya göre 24 Mayıs itibarıyla toplam tutar 67.9 milyar dolar düzeyinde.
Merkez Bankası verileri gösteriyor ki TLKKM artık neredeyse kalmadı.