Başbakan Tayyip Erdoğan Türkiye’nin AKP iktidarıyla sınıf atlayarak geçtiğini söylediği ‘ileri demokrasi‘, Alman Bertelsman Stiftung Vakfı’nın demokrasi listesinde pek ilerleyemedi.
Vakfın OECD ve Avrupa Birliği üyesi 41 ülkenin değerlendirildiği 2014 demokrasi raporunda, Türkiye genel politika performansı bakımından 39’uncu sırada, demokrasi kalitesi bakımından da son sırada yer aldı.
2011-2013 arası incelendi
Bertelsman Stiftung Vakfı, ‘2014 Sürdürülebilir Yönetim Göstergeleri‘ adlı raporunda, 41 ülkenin 2011 ortasından 2013 ortasına kadar geçen süreçte politikalarının kalitesi ve uzun vadede sürdürülebilirliğini inceledi. Araştırma, ‘politika performansı’, ‘demokrasi’ ve ‘yönetim’ olmak üzere üç başlık altında toplandı; Türkiye genelde listenin sonlarında yer aldı.
1- Demokraside son sırada
Demokrasi kalitesinin ve demokrasi pratiklerinin ne kadar güçlü olduğuna bakılan bu alanda, Türkiye son sırada bulunuyor. İlk üçte İsveç, Finlandiya ve Norveç’in yer aldığı listede Türkiye’nin üstünde bulunan ülkelerse Malta, Romanya ve Macaristan oldu.
Özelde değerlendirilen başlıklara bakıldığında Türkiye, seçim süreçleri bakımından 40’ıncı, hukukun egemenliği bakımından 36’ncı, bireysel hak ve politik özgürlükler bakımından 41’inci ve bilgiye ulaşım bakımından 37’nci oldu.
Yolsuzluk endişeleri kalıcı
Raporda, “Partilerin finansmanı şeffaf değil, hükümetin medyayı kullanımı orantısız ve gazeteciler hükümetin tehditlerine maruz kalıyor. Bilgiye erişim yasaları ciddi istisnalar barındırıyor” denildi. Hukuk sisteminin suistimaline ilişkin kaygıların sivil hakların korunmasının sorgulanmasına neden olduğu belirtilirken, ifade ve toplanma özgürlüğü ihlallerine de dikkat çekildi.
Raporda şu ifadeler yer aldı: “Sünni olmayan Müslümanlar ve Kürtler ayrımcılığa maruz kalıyor, kadına yönelik şiddet de büyük bir sorun.”
Cumhurbaşkanı ve Yüksek Askeri Şura’nın değerlendirme dışı bırakıldığı raporda, dikkat çeken bir vurgu da yolsuzluğa dair: “Yolsuzluk karşıtı önlemler gelişti ancak endişeler baki.”
2- Yönetim ‘kesat’
Türkiye, hükümetin kumanda etme kabiliyeti bakımından listede 28’inci sıraya yerleşti. Bu listede ilk üç Finlandiya, Danimarka ve İsveç oldu.
Değerlendirme başlıklarına bakıldığındaysa sıralama şöyle: Stratejik kapasite (27), organizasyon reformu (12), uyum kapasitesi (31), uygulama (3), bakanlar arası koordinasyon (28), toplumsal danışma (Türkiye’nin listenin ilk sırasında yer aldığı tek alan bu), politika iletişimi (7).
Veto ‘aşıldı’, hedeflere ulaşıldı
Raporda bu bölümle ilgili en önemli vurgu şöyle: “Veto aktörlerinin üstesinden gelen hükümet, politika hedeflerine ulaşabiliyor.”
Yönetimin hesap verebilirliğinin incelendiği bir diğer başlıkta ise Türkiye 36’ıncı sırada yer aldı.
Hükümet dışı aktörlerin siyasi süreçlere katılımının değerlendirildiği bu alanda, Türkiye vatandaşların sürece katılımı bakımından 24’üncü, parti ve çıkar örgütlerinin katılımı bakımından 35’inci, medyanın katılımı bakımından ise 40’ıncı sırada yer aldı.
Raporda, “Vatandaşların sürece dair bilgisi çok kısıtlı çünkü politika oluşturma süreci şeffaf değil. Medya, hükümet yanlısı ve karşıtı olmak üzere ikiye ayrılmış durumda ki güvenilir bilgiye ulaşmak zorlaşıyor. Yeni ombudsman makamının oluşturulmasıyla Sayıştay’ın yetkileri kırpıldı.”
3- Politika performansı ortalama
Ülkeler bu alanda uyguladıkları ekonomik, sosyal ve çevre politikalarının kalitesi ve sürdürülebilirliği bakımından sıralanıyor.
Rapora göre, Türkiye, ilk üç sırasında İsviçre, İsveç ve Finlandiya’nın ilk üçte yer aldığı ‘Ekonomik Politikalar‘da genel olarak 23’üncü sıraya yerleşti.
Özeldeki başlıklara bakıldığında sıralama şöyle gerçekleşti: Ekonomi (32’nci sıra), işgücü piyasası (21’inci sıra), küresel finans sistemi (11’inci sıra), araştırma ve teknoloji (32’nci sıra), vergi (39’uncu sıra) ve bütçe (6’ncı).
Raporda, “Son yıllardaki güçlü kazanımlara rağmen, Türkiye, ekonomik politikalar konusunda hala uluslararası sıralamada orta basamaklarda bulunuyor” yorumu yapıldı.
Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası’nın büyümesinin durduğu ama kişi başına gelirin 10 yıldan kısa bir süre içinde üç kat arttığı belirtildi.
Raporda şu ifadelere yer verildi: “İşgücüne katılımı başta kadınlarda olmak üzere düşük, işsizlik özellikle gençler arasında yüksek. Devlet gelirlerinin çoğunu dolaylı vergilerden sağlıyor. Bütçe açıkları nispeten yüksek.”
Sosyal politikalar da sınfta bıraktı
Türkiye sosyal politiklar bakımından ise 39’uncu sıraya yerleştirildi. İsveç, Yeni Zelanda ve Finlandiya bu alanda ilk sırayı paylaştı.
İncelenen başlıklara baktığımızda Türkiye eğitimde 41’inci, küresel eşitsizlikte 26’ncı, güvenli yaşamda ve entegrasyonda 39’uncu, sosyal içermede 38’inci, sağlıkta 36’ncı, aile politikalarında 41’inci ve emeklilik konusunda 30’uncu sırada yer aldı.
Raporda eğitimde eşitsizliğe, gelirin azlığına, yoksulluk oranlarının yüksekliğine dikkat çekildi.
Çevre politikaları da ‘daniska’
“Çevrecinin daniskası” olduğunu söyleyen Erdoğan’ın hükümeti, çevre politikaları açısından da listenin son sırasında yer aldı. ‘Az gelişmiş muhafazakâr ülke‘ tanımının yapıldığı bu bölümde plansız şehirleşmeye, deprem bölgesinde kurulması planlanan nükleer santrallere, yüksek doğum oranının çevreye etkisine vurgu yapıldı.