Aile terapistleri, aile ziyaretlerinde kendinizi alaycı iğnelemelerden, dikenli gözlerden, rahatsız edici soru bombardımanından korumanın yollarını anlattı.
Evlilik ve aile terapisti Angela Sitka, akrabalık ilişkilerinize sınırlar koyarak kendinizi koruyabileceğinizi söylüyor: “Size nasıl davranılmasını istediğinizi tanımlamak için belirlediğiniz bir çizgi.”
Sağlıklı sınırlar, hem sınırı koyan hem de karşı taraf için faydalıdır. Özsaygıyı artırıp kişinin kendisini güvende hissetmesine yardımcı olurken, çatışma halindeki aile üyelerini bile birbirine yaklaştırabilir.
Sitka, kaçınılmaz olan aile etkinliklerinde durumun kontrolünün sizde olduğunu hissederseniz bundan keyif alabileceğinizi belirtiyor. Diyelim ki anneniz tatillerde geniş ailenizle yeterince vakit geçirmediğiniz için sürekli öfkeleniyor. Bir sınır koyabilir ve onu bilgilendirebilirsiniz: “Ailenizin tatil partisine bir saatliğine uğrayacağız ama ayılana kadar geceyi Bill Amca’da geçirmeyeceğiz.”
Time‘da yer alan habere göre dört aile terapisti akrabalarınızla sınırlarınızı nasıl belirleyeceğinizi şöyle açıklıyor:
Düşünmeye zaman ayırın
Elizabeth Campbell, ailenizle iletişime geçmeden önce atabileceğiniz önemli adımlar olduğunu söylüyor. Bunlardan ilki öz farkındalığınızı artırmak: “İhtiyaçlarınızın, sınırlarınızın ve değerlerinizin neler olduğunu belirlemek için günlük tutarak veya başkalarıyla konuşarak zaman geçirin.”
Campbell, fiziksel tepkinizin ne olduğunu düşünmek de faydalı olabilir diyor: “Örneğin, ailenizin yanındayken kalbiniz çarpmaya başlıyor veya terliyorsanız, bunu bir sınır koymanızın faydalı olabileceğine dair güçlü bir ipucu olarak kabul edin.”
Sınırlarınızı sakin ve net bir şekilde iletin
Sınırlarınızın ne olduğunu belirledikten sonra, bunları ifade etmeniz gerekir. Laurie Carmichael, bu konuşmayı şu şablona göre yapmanızı öneriyor: “Eğer X’i tekrar söyler ya da yaparsan, Y’yi yapmam gerekecek.”
Örneğin, bir ebeveyne şunları diyebilirsiniz: “Bir daha kıyafetlerim hakkında yorum yaparsan, yemek masasından kalkmam gerekecek” ya da “Partnerime taktığınız lakapla hitap ettiğinizde kendimi saygısızlığa uğramış hissediyorum. Eğer bunu yapmaya devam edersen, artık aile yemeklerine katılamayacağız.”
Birisi sınırlarınızı ihlal ederse, ona düzeltme şansı verin
Birisi sınırlarınızı ihlal ettiğinde, taviz vermemeniz ve huzurunuzu sağlamak için kendinizi geri çekmeniz gereken durumlar olsa da, daha fazla iletişimin gerekebileceği ve yardımcı olabileceği durumlar da var. Campbell öyle durumlar da şu tarz bir konuşma yapabileceğinizi söylüyor: “Bu şekilde konuşulmasından hoşnut değilim ve bağırmaya devam edersen gitmem gerekecek.”
Kendi öz bakımınıza öncelik verin
Aile üyelerinizin sizi eleştirmesinin ya da size lakap takmasının doğru olmadığına karar verirseniz, kendinize de aynı saygıyı gösterdiğinizden emin olun. Bryana Kappadakunnel, sadece kendinize özel sınırlar koyabileceğinizi söylüyor. Örneğin: “Ailemin bana nasıl tepki verdiğine kendimi kaptırmayacağım. Nasıl tepki verdikleri tamamen onlarla ilgili ve benim bir insan olarak kim olduğum hakkında hiçbir şey söylemez.”
Bunun devam eden bir süreç olduğunu bilin
Sitka, sınırların bir gecede sihirli bir şekilde belirlenip uygulanmadığını ve bunlara her zaman bağlı kalamayacağımızı söylüyor. Özellikle de geçmişi sorunlu olan aile ilişkilerinde: “Bunun devam eden bir süreç olacağına hazırlıklı olmalıyız. Birkaç konuşma ve farklı stratejiler gerekebilir ve sınırları ayarlamanız gerekebilir.”
“Bize nasıl davranılmasını istediğimizi başkalarına öğretmenin zaman alacağını akılda tutmak önemlidir” diyen Sitka, bunun başlangıçta biraz yorucu olsa da zamanla kolaylaştığını ifade ediyor.
Mümkün olduğunca değişken olmanızı öneren Sitka, “Bugün belirlediğiniz sınırların bir ay ya da bir, iki yıl içinde değişmesi gerekebilir. Nasıl gelişirlerse gelişsinler, temel işlevleri -aile üyelerinizle daha güçlü, daha sağlıklı ilişkiler kurabilmeniz için sağlığınızı korumak- aynı kalır.”