AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Metin Külünk, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun açıklamalarının suç duyurusu niteliğinde olduğunu belirterek, “Ülke kaynaklarını gasp eden 20 şirketin bilgilerinin kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor” dedi.
Külünk, Kavcıoğlu’nun, “Hepsinin listesi var bende” dediği şirketler hakkında da, “Eximbank kredilerini döviz stokçuluğu için kullanan şirketler kimlerdir” diye sordu.
Cuma İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis toplantısında Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’yla İTO Başkanı Erdal Bahçıvan arasında ‘yüksek faiz’ tartışması çıkmıştı.
Kavcıoğlu, buradaki konuşmasında şunları söylemişti: “‘Dövizlerinizi bozun‘ diyoruz. Şimdi 1 trilyon lira verilmiş bir kaynak var. O zaman o kaynak nerede ona bakacağız. Ben biliyorum nerede olduğunu, bir kısmı döviz aldı…Biz bu rakamları takip ediyoruz. ISO’dayız, Sanayi Odası üyeleri dahil, listesi var bende.
Türkiye serbest piyasa ama hem bu kullanılan paralarla döviz alacağız hem de gidip ucuz kredi alacağız. Alamadığımız zaman da şikayet edeceğiz. Bu olmaz, bu haksızlık. Bunların hepsinin listesi var bende. Bire bir hepinizle paylaşabilirim. Sanayi Odası üyeleri de var. İTO’nun üyeleri de var. ATO’nun üyeleri de var, ASO’nun üyeleri de var. Türkiye’nin bütün odaları var.”
AKP’li Külünk, Kavcıoğlu’nun bu sözlerini sosyal medyadan paylaşarak, ‘suç duyurusu’ niteliği taşıdığını söyledi: “Bu açıklamaların bir an önce soruşturulması ve ülke kaynaklarını gasp eden 20 şirketin bilgilerinin kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.”
Hesap sorulmasını istedi
Gerçeklerin ortaya çıkarılarak hesap sorulmasını isteyen Külünk, şunları söyledi:
“İthalat ile alakasız kasasında fazla döviz bulunduran ve bununla yetinmeyip dış ticareti desteklemek adına verilen ‘Eximbank’ kredilerini döviz stokçuluğu için kullanan şirketler kimlerdir? 90 milyar doları olduğu halde 15 Milyar dolar kredi kullananlar kimlerdir?
Katma değer üretmeyen bir de üstüne devletin uygun finansman kaynaklarını yeterli dövizleri olduğu halde döviz stokçuluğu için heba edenler bunun hesabını hem millete hem devlete vermek zorundadır.
Pandemi ve savaş gibi iki büyük küresel sorunla mücadele ederken devlete ve millete ihanet derecesinde hareket eden şirketlere karşı derhal mali inceleme ve hukuki süreç başlatılmalıdır.
Devlet küresel ekonomik sıkıntıları aşmak için millet adına fedakarlık yaparken ülke kaynaklarını talan edenlerin durumu savaşta saf değiştirenlerin durumu gibidir. İddialar ve açıklamalar vahimdir. Gerçekler ortaya çıkarılıp hesabı sorulmalıdır.”