AKP Grup Başkan Vekili Bülent Turan, isim vermeden Gelecek ve Demokrasi ve Atılım (DEVA) partilerini kast ederek, partilerin yüzde 1’lere ulaşamadığını söyledi.
AA’nın haberine göre Turan, bugün Meclis’te bir grup gazeteciye gündeme dair açıklamalarda bulundu. AKP’li siyasetçi, üçüncü yargı paketi, bekçilerle ilgili yasa teklifi ve AB uyum süreciyle ilgili rekabetin korunmasına ilişkin düzenlemenin temmuz ortasına kadar çalışacak Meclis’te ele alınacağını dile getirdi.
‘Birden fazla baro’
Turan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
*Baroların daha demokratik bir yapı içerisinde hizmet vermesini arzuluyoruz. Mesela İstanbul Barosu… 52 bin civarında üyesi var ancak seçimlerde 8 bin oy alan şu anki başkan yönetimi alabiliyor.
*Avukatların tek bir baroya üye olmak zorunluluğu Anayasa’ya, AİHM’nin örgütlenme hakkına aykırı bir durum. Birden fazla baronun olması demokratik ve evrensel hukuka uygun. Baroların bu duruma karşı çıkmaması gerekiyor. Baroların anlamsız, temelsiz yaklaşım ortaya koymak yerine sağduyuyla meseleye yaklaşıp dünya örneklerinden yola çıkarak önerilerde bulunmaları gerekir.
*Bazı baro yönetimleri, radikal grupların eline geçti. Mesleki faaliyetler dışında her türlü faaliyetleri gerçekleştirdiler. Avukatlara bir faydaları yok.
İş Bankası konusu
*(CHP’nin İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devri) Bu, CHP’nin bir ayıbıdır. CHP’nin bu konuyu bir kavga meselesi yapmadan çözmesi gerekir. Gazi Mustafa Kemal mirasını İş Bankası’na bağışlarken tek parti vardı. Bir anlamda devletin partisine yani devlete mirası vermişti. Ama sonra çok partili döneme geçildi.
*Siyasi partiler küçük bir ticari işlem yaptığı takdirde Anayasa Mahkemesi’nce kapatılır. Durum bu iken, büyük rakamların söz konusu olduğu yapıda bir partinin temsilcisi olur mu? Siyasi edep CHP’nin bu sorunu çözmesini gerektiriyor. CHP’nin ‘Atatürk bunu devlete verdi. Bu yüzden hisseleri hazineye veriyoruz’ demesi gerekiyor.
Milletvekili transferleri
*Siyasi Partiler Yasası’ndaki değişiklik tartışmaları küçük partilere engel olma çabası olarak algılanıyor ancak bu gerçeği yansıtmıyor.
*Bir siyasetçi kendi iradesiyle partisini değiştirebilir ancak genel başkanlarının talimatıyla toplu olarak hareket edilerek bir başka partiye geçilmesi yanlış.
*Bir parti kiralık ve satılık vekil veriyorsa veya ‘askıda vekil’ ifadesine muhatap olacak adımlar atıyorsa, bu o partinin kendi iç ve ahlak meselesidir. Siyasetin kanunla dizaynını doğru bulmuyorum ama ‘Cumhur İttifakı’mızın önerisini de çok önemsiyorum. Onlar da bu siyasi ahlaksızlığın bir öneriyle çözüleceğini düşünüyorlar. Bu konuda daha masaya oturmadık, önümüze bir çalışma gelmedi. Konu masaya geldiğinde konuşup değerlendireceğiz. Şahsi kanaatim o dur ki kanunla siyaseti dizayn etme imkanı yoktur. Bu ahlak meselesidir.
‘Yüzde 1’lere ulaşamıyorlar’
*Halk bunu değerlendirecektir. Bizim kimseden korkumuz yok. Her parti seçime girsin, boyunun ölçüsünü alsın. Hiç endişemiz yok. Yapılan anketleri kendi içimizde değerlendirdik. Söz konusu partilerin yüzde 1’lere ulaşamadığını, ‘Cumhur İttifakı’nın oyunu daha da yükselttiğini keyifle gördük. Endişemiz yok. O yüzden bırakın engellemeyi, tam aksine her parti girsin ki herkes boyunun ölçüsünü alsın. O partiler ‘Bugün ağasını satan yarın marabasını beleş verecek’ şeklinde değerlendirilecektir. Bundan dolayı zaten halkın da prim vermeyeceğini düşünüyoruz. Bugün CHP taklidi yapan, CHP’nin söylemlerini tekrar eden partilerin büyük oylar alacağını düşünmüyorum. AK Parti, ‘Cumhur İttifakı’yla birlikte dimdik duruyor.
CHP, geçen genel seçimde İYİ Parti’ye yaptığı gibi, AKP’den ayrılanların kurduğu Gelecek Partisi ile Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi’nin olası bir erken seçime girebilmesi için Meclis’te grup kurabilmesi adına milletvekili verebileceğini açıklamıştı.