• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

AKP iktidarından kurtulmanın yegane yolu sandık; sahip çıkalım!

13/05/2015 23:29

 

 

cenk sidarCENK SİDAR

cenksidar@gmail.com

7 Haziran seçimlerine az bir süre kaldı. Toplumsal ayaklanma, ifşa olan yolsuzluklar ve israf silsilesi, kibri sürekli artan iktidar ve tökezlemeye başlayan ekonomiye rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) halen birinci parti konumunda. Fakat Türkiye siyasetinde her çıkışın inişi de mutlaka oluyor. Yeter ki yarışmacı demokrasinin temel unsurları korunsun, ülkede demokratik, özgür ve adil seçimler yapılabilsin.


Yakın siyasi tarihimizde güçlü ve yenilmez görünen siyasi partilerin sadece birkaç seçim dönemi sonrasında silindiğini gördük. Bütün göstergeler oyları düşmeye başlayan AKP’nin de bu yola girdiğini gösteriyor. Hem küresel hem de yerel koşullar bu gidişatı güçlendiriyor.

Fakat bu değişim mevcut siyasal iklimde ne kadar mümkün?

Türkiye demokrasisi çok partili sisteme geçtiğinden itibaren farklı ölçeklerde yapısal tıkanmalar yaşadı ama toplum hiçbir zaman sandık güvenliği ve seçim sonuçlarının hakkaniyeti konusunda bugünkü seviyede bir endişe yaşamadı. MetroPoll’un son araştırmasına göre toplumun yüzde 44.2’si, 7 Haziran seçimlerinde hile yapılacağına inanıyor. AKP seçmeninde buna inananların oran  yüzde 14.3, CHP seçmeninde ise yüzde 73.7. Seçimin kritik ve belirleyici partisi HDP seçmeninin ise yüzde 66.3’ü hile yapılacağına inandığını ifade ediyor.

Güvensizliğin üç nedeni

Bu ürkütücü ve düşündürücü güvensizliğin üç temel nedeni var:

Başat neden AKP’nin tek başına iktidarının uzun bir süredir ilk defa aritmetik olarak tehlikede olması.

İktidarı kaybetmek sadece siyasi bedel anlamına gelmiyor. İşledikleri suçlar nedeniyle gayrimeşru alana kayan bürokrat, siyasetçi, işadamlarının kendileri ve yakın çevreleri yasal bedel ödeme riskiyle de karşı karşıya.  İktidarın kaybedildiği yahut tam olarak kontrol edilemediği senaryoda hukuki olarak korumasız kalacak, sonuna kadar suça bulaşmış bir AKP çevresi var. Ülkede önemli bir kesim zaten siyasette meşru alanın dışına çıkmış bu cenahın rahatlıkla kendi istikbali için seçimlerde de hukuk dışına çıkabileceğini düşünüyor.

İkinci neden AKP’nin geçtiğimiz yerel seçimlerdeki sicili.

Ankara’da kıran kırana geçen ve yakın sonuçların ortaya çıktığı seçimlerde son dakikada yapılan katakuliyle AKP adayı Melih Gökçek’in Mansur Yavaş’a karşı kazanması bunun örneği.  Bu konuda Suat Kınıklıoğlu’nun Radikal’deki yazısı  Mansur Yavaş’ın seçimleri nasıl kazandığını AKP’nin nasıl bu sonucu masa başında değiştirdiğini ortaya koyuyor.  Demokrasi tarihimizdeki bu kara örnek gösteriyor ki sonuçlar birbirine yakın olunca AKP  devlet kurumlarındaki gücüyle kendi lehine durumu son dakikada da değiştirebiliyor. HDP’nin sadece birkaç bin oyla barajı geçip geçemeyeceği soru işaretiyken benzer bir manipülasyonun yapılmayacağının garantisini kimse veremez.

Üçüncü neden ise seçim güvenliğini sağlamakla yükümlü Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçim öncesinde takındığı tavır ve geçmiş seçimdeki sicili.

AKP iktidarında kurumların bağımsızlığını yitirip iktidarın güdümüne girdiğini gözlemliyoruz. HDP’nin, namusu ve şerefi üzerine tarafsız olacağına yemin eden ama AKP için 400 vekil isteyip meydanlarda muhalefete amansızca saldıran Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik ‘Tarafsız davranmıyor’ şikayeti, gene tarafsız hareket etmesi ve seçim güvenliğinin teminatı olması gereken Yüksek Seçim Kurulu tarafından ivedilikle reddedildi.

Ayrıca Ankara’da Mansur Yavaş’ın kazandığı seçimleri masa başında kaybetmesine itirazlara YSK’nın tavrı da kurumun bağımsızlığına ve güvenilirliğine halel getirdi. Suat Kınıklıoğlu’nun yazısında belirttiği üzere “298 Sayılı Seçim Kanunu’nun 105. Maddesi ve YSK’nın 08.01.2014 tarih 138 sayılı genelgesi mühürsüz tutanaklar konusunda çok net iken yapılan itirazı reddetmesi Türkiye’de hukuk devletinin acınası haline ve içinde bulunan siyasi ortama ilişkin önemli ip uçları vermekteydi.”

Ortaya çıkan algı tehlikeli sonuçlara gebe!

Seçim güvenliği konusunda bu denli kuvvetli bir güvensizliğin ve öncü uyarı işaretlerin olması Türkiye’yi sıkıntılı bir sürece sokabilir. Özellikle HDP’nin çok ufak bir puan farkıyla örneğin yüzde 9.5-9.9 bandında meclis dışarısında kaldığı ve bu sonucun güvenilirliği konusunda seçmende soru işareti bulunduğu durumda!

Anketlere göre HDP’nin bulunduğu mevcut oy bandını baz alırsak HDP adil bir sonuçla da barajın hemen biraz aşağısında kalabilir. Fakat mevcut güvensizlik bu durumda da toplumsal huzursuzluk ve güvensizliği tetikleyebilir. Yani her koşulda ortaya çıkan algı tehlikeli sonuçlara gebe!

Birkaç bin oyla ülkenin idaresinin tek parti mi koalisyon mu olacağının ortaya çıkacağı, HDP’nin kaderinin belirleneceği bu seçimlerin güvenliği ve dürüstlüğü konusunda kimsenin kafasında zerre kadar kuşku olmaması şart. Fakat iktidarın sicili hiç temiz değil. İktidarlarını koruma uğruna ülke güvenliğini, birlik-bütünlüğünü ve ekonomisini uçuruma sürüklemekten hiç çekinmediler. Bundan sonrası için de farklı bir tavır beklentisi için de olmamak gerekiyor.

Çözüm için ana unsur muhalefet partilerinin ve Oy ve Ötesi gibi bağımsız sivil toplum kuruluşlarının ciddi bir denetleme mekanizması kurması! Oy ve Ötesi ülkedeki sandıkların yüzde 62’sine denk gelecek şekilde 45 il ve 162 ilçede sandıklara sahip çıkacak. Oy ve Ötesi ile muhalefet partilerinin işbirliği içerisinde olması, seçim gecesi veri tabanlarını birleştirmesi ve bu seçim sonuçlarına duyulacak güvenin ülke refahı ve geleceği için hayati olduğunu kavraması açısından çok önemli. Parti örgütlerinin de geçmişte yapılan hatalardan ders alıp disiplinli, eşgüdümlü ve dikkatli bir çalışma göstermesi de kritik.

Tek yol sandık

Hâlihazırda ülkede demokrasinin temel yapıları ifade özgürlüğü, güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü kaybedilmiş durumda. Elimizde demokrasinin son temel yapıtaşı serbest ve adil seçimler kaldı. Bu da bugün tehlike altında!

Toplumu kutuplaştıran, ekonomiyi günbegün uçuruma sürükleyen ve dış politikada onarımı zor bir izolasyon ve çatışma ortamı yaratan AKP iktidarından kurtulmanın yegane yolu sandık: Bu yöntem inandırıcılığını ve işlevini kaybederse ülke geri dönüşü zor bir sürece girecek.

Fakat umutsuz olmak için erken. 7 Haziran günü AKP birinci parti çıksa bile siyasi alanda da sonun başlangıcı sürecine girebilir. Bu tehlikenin farkındalar ve bugüne kadar gücü kaybetmemek için yaptıkları bundan sonraki usulsüzlüklerinin de teminatı.

Ayrıca son derece çaresizler. Çaresizliğin son noktası elde Kuran’la meydanlara çıkmak oldu.

Belki 8 Haziran sabahı henüz AKP siyaseten silinmeyecek ama birilerinin hayallerini süsleyen başkanlık sistemi hayal olacak. Düşüş başlayacak, yavaş yavaş toplum yapılanların hesabını soracak. Yeter ki biz sandıklara sahip çıkalım!

 

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Cenk Sidar

SON HABERLER

İsrail-İran gerilimiyle ilgili provokatif paylaşımlara soruşturma

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İsrail-İran gerilimiyle ilgili provokatif paylaşımlara resen soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Axios: ABD, İran füzelerinin savunulmasında İsrail'e yardım etti

İran’ın füze saldırılarının püskürtülmesinde ABD’nin İsrail’e destek verdiği öne sürüldü.

Netanyahu, İran halkını rejime karşı ayaklanmaya çağırdı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “İran halkının özgürlükleri için zalim ve baskıcı rejime karşı ayağa kalkmasının zamanı gelmiştir” dedi.

Atom Enerjisi Ajansı: İran'daki Natanz nükleer tesisinde sızıntı var

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) İsrail’in hedef aldığı İran’ın Natanz nükleer tesisinde sızıntı olduğunu bildirdi.

İranlı yetkili: İntikamımız daha yeni başladı

Reuters’a konuşan üst düzey bir İranlı yetkili, “İntikamımız daha yeni başladı. Komutanlarımızı, bilim insanlarımızı ve halkımızı öldürmelerinin bedelini ağır ödeyecekler” dedi.

Mesele hukuku insan hakları bakışıyla sorgulayabilmek
Bir ineğin rüyası…

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 782 gündür hapiste

YAZARLAR

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

Yanlış 'tarafında' bu ısrar acep nedendir?

Mustafa Dağıstanlı

Mutluluk pazarlama

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Eşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi

Murat Sevinç

Bağıran lüks, suskun zarafet

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Halayda kiminlesin?

Ayhan Tinin

İlhan Şeşen'i üne kavuşturan aşkı: Bir adam, iki kadın ve 'ellerimde çiçekler'

Meşerret Şerbetçi

GÜNÜN 11’İ

Fehmi Koru: Sınırlarımızda yeni bir savaş çıkabilir…

Abbas Güçlü: Gençlerimiz mutsuz hem de çok mutsuz

Fikret Başkaya: Bireyler borçlu, aileler borçlu, belediyeler borçlu, şirketler borçlu, devletler borçlu…

Esfender Korkmaz: Türkiye yüksek teknoloji üretmezse, dış açıklardan kurtulamaz

Abdulkadir Selvi: Trump, İran'ı vurmak için vize isteyen Netanyahu'ya, 'Makul ol Bibi' demişti

Murat Muratoğlu: Mehmet Şimşek ne yapmaya çalışıyor gerçekten?

Mustafa Mutlu: İsrail'in arkasında ABD var

Zülal Kalkandelen: VELA, Mersin Limanı'ndan kolayca ayrıldı

Yalçın Karatepe: Raflarda ithalat, tarlada iflas, hanede açlık varken neyin büyümesi bu?

Çiğdem Toker: Milletin canı burnundayken Şimşek'in 'program çalışıyor' ezberi ziyadesiyle sıktı

Zeynep Aktaş: Son bilançolara göre Koç Holding'in esas faaliyet kârı yıllıklandırılmış verilerle yüzde 79 azaldı

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×