Enflasyonun şahlanma zamanlamasına gelince kafayı hemen içeri çeken büyük resimciler, dişlerine göre mevzuyu buldu: İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin bir helikopter kazasında ölmesi!
Sadece kafalarını değil komplo baltalarını da sakladıkları yerden dışarı çıkardılar, Allah ne verdiyse atıp tutuyorlar.
Hamaney’den sonra en güçlü dini lider adayıymış, ölümüyle Hamaney’in oğlu Mücteba Hamaney’in önü açılmış, yoksa Ayetullah Reisi’nin ölümü kaza değil de sabotaj mıymış?
Kim yapmış olabilir peki?
Çatıştığı İran iç güçlerince tasfiye edilmiş olabilirmiş.
Bir füze vurdu belki, neden İsrail atmış olmasın!
Ya ABD, 3. Dünya Savaşı’nın fitilini ateşlemek için suikast düzenlediyse?
Büyük resmi derhal gördü, oyunu bozmaya koyuldular bile.
Öyleyse asıl hedef Türkiye, yine bizi kuşatıyorlar, emperyalizmde oyun bitmez, küresel çete rahat vermeyecek bize demek, etrafımızdaki çember daralıyor…
Ağustos 2020’de, Beyrut Limanı havaya uçup 200 kişi öldüğünde de bunun bir dış saldırı olduğunu şakkadanak anlamışlardı.
Lübnan hükümeti, ne yapsa ne etse bizimkileri aksine ikna edememişti. Kendi ihmallerinden kaynaklandığını, sorumluluğu üstlendiklerini, bir füze ya da bomba atılmadığını, depoda kalmış patlayıcıdan çıktığını anlatmaktan dillerinde tüy bitti.
Fakat komplocu hafiyelerimizden kaçar mı!
Yine de İsrail’le ABD’nin saldırmadığına ve asıl hedefin de Türkiye olmadığına inanmadılar. Aynı teraneleri okumaya devam ettiler.
O zaman patlamayla yıkılan Beyrut olsa da asıl hedef bizdik, Lübnan hükümeti işin aslını bilmiyordu…
Şimdiyse cenaze sahibi İran yetkilileri, sabotaj veya saldırıdan bahsetmeyip Reisi’nin kazada öldüğünü söylüyor ama doğrusunu bizim zehir hafiyeler biliyor, tabii ki öldürüldü ve hedef Türkiye, İran sadece araç.