Kılıçdaroğlu; yalan manşetlerle, sahte afişlerle vuruştu. Düzmece videolarla, çelme takan tüzüklerle çarpıştı.
Vuranlar, var gücüyla vurdu ama Kılıçdaroğlu’nun oyu ancak bu kadar büyüdü.
Karşısında, bütün imkan ve kabiliyetleriyle devlet adayı vardı.
Erdoğan yalnız da değildi. Zafer selamlamasına birlikte çıktıkları, yanındaydı. HÜDAPAR, BBP, MHP, Yeniden Refah ve DSP liderleri ile Sinan Oğan…
Bitmedi; dışarıdan da İnce’yle Perinçek, Erdoğan’a destek attı.
Yetmedi; Rusya’dan Azerbaycan ve Körfez’e uzanan devletler, ekonomiyi idare etsin diye arka çıktı.
Erdoğan’ın kazanmasına, Batı da çok sevindi. Ben demiyorum, Kısıklı’daki zafer konuşmasında Erdoğan söyledi; şöyle:
“Çünkü bu zaferi bizimle gerek Batı’da gerek Körfez’de… Katar arıyor, aynı şekilde o da bu mutluluğu paylaşıyor.”
Terörist ve düşman gâvurlara sandıkta ülkeyi teslim etmeme seferberliğine katılan cübbeli, cübbesiz hocalarla cemaat ve tarikatları da koyun üstüne.