Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesinin bugün bazı akademisyenleri hedef gösterdiği manşet haberinde görüşlerine yer verilen öğretim üyesi Talha Köse, ‘Rezalet’ başlıklı ‘haberin içeriğine dair herhangi bir bilgisi olmadığını ve görüşlerinin bu haber içerisinde yer alacağına dair bilgilendirilmediğini’ belirtti.
Köse, haber metninde geçen isimlerle ilgili herhangi bir açıklamasının da olmadığını vurguladı.
Ne olmuştu?
Siyaset bilimi alanının en büyük çatı örgütü Uluslararası Siyaset Bilimi Derneği Yönetim Kurulu (IPSA) bu yaz İstanbul’da yapılacak yıllık kongresini ‘katılımcıların güvenliğini sağlama ve fikir alışverişine uygun bir ortam sağlama garantisi’ verilemeyeceği gerekçesiyle başka bir şehre taşıma kararı almıştı.
Hal böyleyken Yeni Şafak bu haberi bugünkü sayısından manşetten ‘İkinci itibar suikasti’ başlığı ve ‘rezalet’ ifadesiyle duyurmuştu.
Haberde, ‘Türkiye’in bir grup üniversite hocasının başrol oynadığı bir rezalete daha tanıklık ettiği’ ileri sürülmüştü. Ayrıca iptal kararının nedeni olarak Türkiye’nin önde gelen siyaset bilimcilerinden oluşan sekiz kişilik yerel komitenin yazdığı ‘Burası güvenli değil, gelmeyin’ temalı mektup gösterilmişti.
Gazete sekiz akademisyenin ismini, resimleriyle birlikte sıralayarak söz konusu açıkça hedef göstermeyi de ihmal etmemişti.
Yeni Şafak habere üç akademisyenden alınan görüşleri de eklemiş, söz konusu görüşleri, başlık ve haberdeki ifadeleri destekliyor gibi sunmuştu.
O akademisyenlerden biri de İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Talha Köse’ydi.
Köse’nin açıklaması
Köse, Diken yazarı Umut Özkırımlı’nın bugünkü ‘Tetikçi akademisyenler’ başlıklı yazısında söz konusu manşet nedeniyle eleştiriye hedef olması üzerine bir açıklama gönderdi.
Metni ‘aynen’ yayınlıyoruz:
“27 Şubat günü Yeni Şafak muhabirinin Uluslararası Siyaset Bilimi Topluluğu IPSA’nın 23-28 Temmuz tarihlerinde İstanbul’da düzenlenmesi planlanan 24. Dünya Siyaset Bilimi Kongresi’nin güvenlik ve terör bahanesi ile başka bir şehre taşınması konusundaki görüşüm soruldu.
Bende bu kararın Türk akademisine zarar vereceği, Türk akademisinin dünya ile entegrasyonunu olumsuz etkileyeceğini ve bu kararla terörün akademisyenleri korkutarak bir hedefine daha ulaşmış olacağının altını çizen bir açıklama yaptım ve IPSA’nın kararını eleştirdim.
Ayrıca güvenlik konusunda İstanbul’un da birçok Avrupa şehirden daha güvenli olduğunu vurguladım. Uluslararası akademinin Türkiye’nin teröre karşı duruşuna destek olmaları gerektiğini vurguladım.
Açıklamaların 28 Şubat tarihli “Rezalet” başlıklı haberde yer almış. Bu haber sonrasında ise içeriğe karşı çıkanlar tarafından hedef gösterildim.
“Rezalet” başlıklı haberin içeriğine dair herhangi bir bilgim olmadı ve görüşlerimin bu haber içerisinde yer alacağına dair bilgilendirilmedim. Ayrıca haber metninde geçen isimlerle ilgili herhangi bir açıklamam da olmamıştır.
Kamuoyuna duyurulur.
Bu konu ile ilgili polemiklerin içerisinde yer almayacağım.”