İktidar adına içinde Adalet Bakanı’nın da bulunduğu bir AK Parti ekibi “Anayasa değişikliği”ne destek için HDP’yi ziyaret etti. Olayın anayasa değişikliğinden öte bir anlam kazanması gecikmedi. Çünkü “HDP terörün uzantısı” idi. HDP’li belediyelere el konuştu. “Dokunanı yakan” bir niteliği vardı. Muhalefete destek verirse muhalefeti yakmakta idi. Gürsel Tekin’in bu partinin Meclis’teki meşru temsiliyetinden yola çıkarak “HDP’li bakan”dan söz etmesi sadece Tekin’in değil, 6’lı Masanın üzerine çullanmaya yetmişti. Maazallah, 6’lı Masa’nın bir yerinde HDP gölgesi olursa, ipe çekilmeye layık hale gelirdi. Erdoğan’ı olsun Bahçeli’si olsun, Destici’si olsun meydanlarda gümbür gümbür HDP’yi vurmaktaydı.
Ve işte, Anayasa değişikliği gibi bir proje için paslaşma ihtiyacı doğmuştu. Seçim, ah şu seçim, sen nelere kadirsin! Vaktiyle İmralı ile de paslaşılmıştı, öteki Öcalan biraderle de… O zaman “Diyarbakırlı anneler”in çocuklarının dağa götürülmesi unutulmuştu. Şimdi de unutulsa ne olurdu!
Ekranlarda iktidara yakın sözcüler kıvranıyor. Bakalım Bahçeli’nin zılgıtı ne zaman devreye girecek ve Ak Parti cenahında kim affını dileyecek.