Onlar üç kişiydiler. Abdullah, Şükrü… Ve Hulusi… Geleceğe büyük umutlarla yelken açmış üç delikanlı…
Üçü de Kayserili. Üçü de Kayseri’nin en etkili lisesinde okudu. Üçü de milliyetçi mukaddesatçı çevreye yakındı. Üçü de iyi ahbaptı.
Bir gün Kayseri’ye dönemin ünlü şairi Necip Fazıl geldi. Hemen koştular onun konferansına… Sonra da çevresine geçip fotoğraf çektirdiler. Sonra hepsi kendi yolunu çizmeye başladı. Ve o yolun en başında bir ara yolları Londra’da kesişti… Londra’da buluşup parklarda fotoğraflar çektirdiler.
Bugünlerde sosyal medyada bu üçünün gençlik fotoğraflarını…
– Amma acayip…
– Vay vay vay…
– Derin bağlantılara bak…
Falan türü yorumlar eşliğinde yayınlayıp bin türlü komplo teorisine yol verenlere sesleniyorum:
– Sakin olun ağalar!
– Fazla kurcalamayın ağalar!
– Hayat o kadar da komplike değildir ağalar!
– Bazen bir puro, sadece bir purodur ağalar!