
H. AYHAN TİNİN
Sanat da var / Tiyatro
insanatinart@gmail.com
Ne kadar yorulmuş yüreğimiz. Çatık kaşlılardan, öfkeli çocuklardan, kötülüğü hayata sıvamaya kalkanlardan…
Tam da adıyla sanıyla iyiliğe, iyi şeyler duymaya, sevgiyi hissetmeye ihtiyacımız varken ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ oyununu sahnede izlemek, gerçekten iyi geldi.
Nereden başlasak? Nevra Serezli hanımefendiyi tekrar sahnede izlemenin mutluluğundan mı, Nedim Saban’ın oyunun çevirisi ve yönetimindeki başarısından mı? Her biri ayrı ayrı değerli.
Biz en iyisi yazardan başlayalım.
Oyun metninde de söyleniyor ya “Sanat hayattan daha güçlü” diye… O halde Alejandro Casona’dan söz edelim önce. Çünkü sanatın bu gücü de sevgisi de bazı insanlara iyi gelmez. Kime mi? Yüreği kötü olan insanlara…
Sanatı sevmeyenlere bakın; kendini ne diye yutturmaya çalışırsa çalışsın, yüreği kötüdür. İnsan sevgisi yoktur. Doğa sevgisi yoktur. Bizim Alejandro’nun da yaşadığı bu olmuş. İspanya iç savaşı sırasında ülkesinden sürgün edilmiş Arjantin’e… Sevgisizler en çok sürgün etmeyi ve idam etmeyi sever çünkü… İşte orijinali üç perdelik olan ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ metnini orada yazmış ve yayınlamış. Eser bugün adeta klasik kabul ediliyor.
Devlet tiyatroları, özel tiyatrolar defalarca oynamış. İki kez filme çekilmiş. Her oynandığında, her beyaz perdeye aktarıldığında ses getirmiş. Hatta uzun olmasına rağmen, orijinal haliyle üç perde olarak oynandığı bile olmuş. Ancak günümüzün ‘Twitter insanı’nı, nerdeyse bir perde bile salonda tutmak güçleşirken, Nedim Saban metnin hakkını vererek iki perde oynanmasında karar kılmış. Önce bunun için sağ olsun.
Ancak daha önemli bir şey yapmış… Nevra Serezli’yi tiyatro seyircisiyle tekrar buluşturmuş. Özlemişiz. Bir sanatçı düşünün ki her oyunuyla seyircinin aklında ve gönlünde kalmış. Müzikal oynamış, vodvil oynamış, kabare oynamış, dram oynamış fakat hep iz bırakmış. Hem kahkahalarımızda olmuş hem gözyaşlarımızda… Nevra Serezli iyi ki tiyatromuzda var olmuş. Çok yaşasın, çok alkışlayalım, daha çok selama çıkışlarını izleyelim perde önünde.
Nedim Saban ve Tiyatro Kare’yi bugüne kadar yazma olanağı bulamamıştık. Nedim Saban’ın öncelikle tiyatroya bakış açısının çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Tiyatroya aklı ve gönlüyle bağlı, geleneğe ve usta-çırak ilişkisine değer veren, bu ülkede tiyatroyu sanat yapan her isme hak ettiği değeri veren ve olması gerektiği gibi bir repertuar tiyatrosunu kuran ve sürdüren bir isim. Bu kadarı direncine hayran olmak ve teşekkür etmek için yeterli.
‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ oyunun hem çevirisi ve dramaturjisi hem de rejisi günümüz seyircisini hemen yakalayacak biçimde düzenlenmiş.
Oyunun ana teması seyirciye çok rahat ulaşıyor: “İyilik yapmak size de iyi gelecek.”
Sevgisizliğin, kabalığın, kötülüğün gündelik hayatın nerdeyse doğal bir parçası haline dönüştüğü günümüzde bir parça olsun iyiliği hatırlamaya ihtiyacımız vardı.
Nevra hanımı yukarıda yazmıştık. Sahnede yer alan diğer bütün oyuncular da; Nuri Gökaşan, Burcu Kazbek, Arif Güney, Oral Özer, Meltem Özlevent, Mahir Akgündoğdu; canlandırdıkları karakterleri sahneye çok doğal taşımışlar. Bize sahici insanların, sahici duygularıyla, mutlulukları, sevgi arayışları, hata ve özürleriyle yüklü iki perde izletiyorlar. Öyle ki, hala iyiliğe inanmamız gerektiğini seyirciye göstererek salondan uğurluyorlar.
Tabii ki, tiyatronun bir de görünmeyen emekçileri var. Spotların aydınlattığı oyuncular dışında perdenin arkasında, ışık odasında, dekorlardaki el izlerinde emeği geçenler, onları da sevgi ve teşekkürle selamlıyoruz. Çünkü hepsi işlerinin hakkını yeterince vermişler. Böyledir tiyatro, dekorda yanlış bir çivi çakarsınız ya da kostümde yanlış bir renk kullanırsınız; oyunun mesajından kaybedersiniz. O nedenle, takım hakkını verdiyse son alkış uzun sürer…
Oyunda seçilen müzikler son derece yaratıcı olmuş. Klasik olmuş Türkçe Pop şarkıların oyunun yapısına en uygun olanları gerek perde açılırken gerekse sahne değişimlerinde, gönül telimizi titrettiği gibi düşündürüyor da…
Çocukların umutlarla, yaşlıların anılarla yaşadığı bir dünyada; evleri mimarlar değil zamanın yaptığının ayırdına vararak, sanatın hayattan daha güçlü olduğunu anımsamak için ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ü seyredin. Bazen acıyla gülümseyecek, bazen sevgiyle yüzleşecek, hayatınızda yaptığınız hatalar bakıp gözleriniz dolu dolu olacak. Fakat sonunda ne yaparsanız yapın inanacaksınız, sevgi kazanır. Sevgi hep kazanır.