Okullara, üniversitelere, müfredatların bilimselleşmesine, bilimsel eğitim öğretime, bilimsel araştırmalara daha çok önem verilmesi gereken böyle bir dönemde, tam aksine üniversiteler tatil ediliyor. Bu tatil YÖK’ün cehalete oynamasını, dahası bu kadar ağır bir afet yaşanırken afet körlüğünün ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Afetlerin bile araçsallaştırılması anlamına geliyor. İnsanın dünyası algısı düşüncesi geliştikçe büyüyecek, Cumhurbaşkanlığı ve YÖK zihin körlüğünün aşılmasını istemiyor. Halkın ufkunun açılması maalesef istenmiyor.
Online öğretime veya üniversitelerin tahliyesine gerekçe olarak yurtların depremzedeler için kullanılması gösterilmiş bulunuyor. Bu karar bir mantığa veya bilimselliğe dayanmıyor. Çünkü 650 bin öğrencinin yurtlardan çıkarılması 650 bin kişilik ek yer yaratmamakta, sadece gençlerin çıkarılıp bir diğerinin yerleştirilmesinden ibaret bulunmaktadır. Yani yurtların boşaltılması toplamda barınma durumuna ek bir katkı oluşturmamaktadır.
Ayrıca online öğretim afetin etkilerini azaltmaya da bir katkı sunmamakta, aksine yüz yüze eğitim öğretimi askıya almak, sonuçta gençleri çadırlara, evlere ve online derslere mahkum etmek, onların arkadaş ve ders ortamından daha uzaklaştırılması ve daha yalnızlaştırılması anlamına gelmektedir.