MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Sağlık, hukuk ve insan hakları örgütlerinin ortak basın açıklamasına katıldığı için üç yıl sonra kamu görevinden açığa alınan adli tıp uzmanı Dr. Ayşe Uğurlu, “Sadece hekimlik görevimi yaptım. İfadem dahi alınmadan hakkımda dava da açılmış” dedi. En son memuriyetten ihracı istenen Uğurlu, Ankara Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde görevliydi.

2020’nin başında avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal adil yargılanma talebiyle bulundukları cezaevlerinde açlık grevine başlamışlardı. Süreçte Timtik ölmüştü. Ünsal ise iyileşinceye kadar infazının durdurulması ve serbest bırakılması kararının ardından tahliye edilmiş ve açlık grevini sonlandırmıştı.
Açlık grevi döneminde avukatlar sağlık durumlarının kötüleşmesi, kritik eşiğe gelmeleri nedeniyle hastaneye kaldırılmış ve mahkûm koğuşuna konmuşlardı. Pandemi hastanesine kaldırılmaları, koğuş koşullarının açlık grevi nedeniyle vücut direnci düşmüş kişiler açısından uygun olmaması, zorla müdahalenin gündeme gelmesi nedeniyle, yaşanabilecek olumsuz sonuçlara dikkat çekmek üzere ortak bir basın açıklaması düzenlenmişti. Uğurlu da Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu ile Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak bu basın toplantısına katılmıştı. Burada hekimlik mesleğinin etik ilkelerine dikkat çekilmiş, ölümlerin önlenmesi için çağrıda bulunulmuştu.
TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu üyeleri ve TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı bugün İstanbul Tabip Odası’nda toplanarak, 33 yıllık hekim Uğurlu’ya destek açıklaması yaptı. Sorularımızı yanıtlayan Uğurlu, evrensel etik ve mesleki değerlere uygun davrandığını söyledi. Yıllar önceki olayın şimdi ortaya çıkarılmasını garip bulan Uğurlu, “Ortada adli bir soruşturma yoktu ve savcının masasında bekleyen bir evraktı sadece. Daha ifadem alınmamışken hakkımda dava açılmış” dedi.
Hak ihlallerinin adli tıbbın ana konularından biri olduğunu hatırlatan Uğurlu, “TTB’de hak ihlalleri üzerinden bir mücadelemiz var. Bunu elimizden geldiğince sürdürmeye, belgelemeye, çözüm üretmeye çalışıyoruz. Yaptıklarım bana normal geliyor. Çünkü hekimlik değerleri üzerinden yapıyorum. Başka saikler üzerinden yapabilmem mümkün değil” dedi.
Uğurlu hekimlerin etnik köken, cinsel yönelim, sosyo-ekonomik-kültürel, siyasi durumuna bakmaksızın bütün insanlara eşit yaklaştığını söyledi: “Biz karşımızda sadece hasta görürüz ve derdine derman olmaya çalışırız. İnsanların özellikleri bizi ilgilendirmez. Açlık grevinde ya da cezaevi koşullarında bir takım sıkıntılar yaşıyor olabilir. Alanda hak ya da başka herhangi ihlale uğramış olabilir. Adli tıp uzmanı olarak görüp, belgelemek, meslek örgütüm üzerinden de duyurulması ve insanların bu konudaki duyarlılığının artırılması yönünde çaba göstermek zorundayım.”

Adli süreç tamamlanmadan sağlık müdürlüğü ve sağlık bakanlığı üzerinden soruşturma açıldığını anlatan Uğurlu, şunları dedi: “İdari soruşturmada bir paragraf dolusu, asla kabul edemeyeceğim iddialar üzerinden beni iki ay açığa aldılar. Sonra bu süreyi uzattılar. En son gelen yazıda, memuriyet görevimden ihracım talep ediliyor. Daha soruşturmam bitmeden devlet memuriyetinden atmak istemeleri çok ağır geldi. Savunmamı henüz göndermeden hastaneden açığa alınma yazım gelmişti. Sağlık müdürlüğü bu konuda inisiyatif kullanmayarak, Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna evrakı göndermiş, yeniden savunmam istenmişti. Şu anda bekleme sürecindeyiz.”
Adli soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını yeni öğrenen Uğurlu, “Aslında yapılan beni cezalandırmadan öte benim nezlimde, başka insanları da baskı altına almakla alakalı. Bütün mesele benim ulusal ve uluslararası sözleşmelere dayanarak hekimlik yapmam” dedi.
Son tahlilde Uğurlu halen açıkta. Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu da bir savunma istedi. Savunmasını veren Uğurlu, şimdi sonucunu bekliyor.
İnsan Hakları için Hekimler( PHR), Latin Amerika ve Karayipler İşkence Cezasızlık ve Diğer İnsan Hakları İhlallerine Karşı Sağlık Kuruluşları Ağı ve Dünya Tabipleri Birliği de Uğurlu hakkında yürütülen soruşturmayı kınamış ve soruşturmanın derhal geri çekilmesi çağrısı yapmışlardı.
‘Bir an önce görevine başlatılmalı’
Kadın hekimler adına Dr. Derya Bulgur konuştu. Açlık grevlerinde hekim tutumunun Uluslararası Hekim Belgeleri olan Tokyo ve 2017’de güncellenen Malta bildirgelerinde de tanımlı olduğunu belirten Bulgur, şöyle devam etti:
“Dünya Hekimler Birliği 1992 Tutum Belgesinde hekimin nasıl davranması gerektiği belirtiliyor. Yapılan basın açıklamasında hekimlik mesleğinin etik ilkelerine dikkat çekilmekte, yaşanabilecek ölümlerin önlenmesine dair çağrıda bulunulmakta. Dr. Ayşe Uğurlu evrensel etik ve mesleki değerlere uygun davranması nedeniyle ne yazık ki cezalandırılıyor. Hekimlerin uluslararası ve ulusal etik ilkelere uygun davranması mesleki yükümlülükleri arasında. Böyle davranmak suç olarak değerlendirilemez. Hipokrat yemin etmiş bir hekim için aksini yapmak suç olarak değerlendirilmeli.”
Bulgur olayın bir diğer yönünün yargının baskı aracı olarak kullanılması olduğunu söyledi ve ekledi: “Uğurlu şahsında evrensel etik ilkelere göre davranan tüm hekimler cezalandırılıyor. Hekimlik değerlerinin önemsenmesi, bilimin geliştirilmesi beklenirken ülkemizde tersine işleyen hukuk dışı bu durum bir an önce sonlandırılmalı ve Uğurlu bir an önce göreve başlatılmalı.”