Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, 2024 genişleme paketi kapsamındaki ‘Türkiye Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı. Türkiye’de demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili ciddi endişeler olduğu belirtildi.
AB Komisyonu’nun aday devletler için yayınladığı bu rapor, ‘komisyonun görüş ve değerlendirmelerini yansıtan tek taraflı bir belge’ olarak tanımlanıyor.
‘Türkiye, AB için kilit bir ortak ve aday ülkedir’ cümlesiyle başlayan raporda Türkiye’yle iş birliğinin AB’nin stratejik çıkarına olduğu söylendi.
Raporda AB’ye katılım müzakerelerinin 2018’den bu yana durma noktasında olduğu anımsatılarak demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili ciddi endişeler olduğu belirtildi.
Ayrıca Türkiye’deki yasal çerçevenin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarıyla da uyumlu olması gerektiği vurgulandı:
“Türk yasal çerçevesi, insan haklarına ve temel haklara saygı konusunda genel güvenceler içeriyor ancak mevzuatın ve uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AİHM içtihatlarıyla uyumlu hale getirilmesi gerekiyor.”
Göçmenler konusunda ‘olağanüstü çabalar’ takdir edildi
Türkiye’yle AB arasında 2016’da yapılan mutabakatın sonuç vermeye devam ettiği ve göç konusunda işbirliğinin temel çerçeve olmayı sürdürdüğü kaydedildi.
Türkiye’nin, Suriye ve diğer ülkelerden 3,6 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapma konusundaki olağanüstü çabaları da takdir edildi.
Ayrıca AB’nin 2011’den bu yana mültecileri desteklemek için 10 milyar avro kaynak sağladığı belirtildi.
Ekonomideki durum
Türkiye ekonomisi hakkındaysa daha sıkı bir para politikası duruşuna doğru geçişin dış dengesizlikleri azaltmaya yardımcı olduğu ve halen yüksek olmakla birlikte enflasyon ve enflasyonist baskıların azaldığı bildirildi.
‘İstihdam arttı, ancak işgücü piyasası hala büyük yapısal zorluklarla karşı karşıya‘ değerlendirmesi yapıldı.
Bununla beraber iş ortamındaki iyileştirilmelere rağmen şeffaflık ve öngörülebilirliğin de endişe kaynağı olmaya devam ettiği söylendi.
Vize serbestisi
Türkiye’nin dünyadaki ‘en büyük mülteci nüfuslarından birine ev sahipliği yaptığı’ vurgulanarak 2023’te bir önceki yıla göre daha az sayıda Suriyeliye Türk vatandaşlığı verildiği ve gönüllü geri dönüşlerin hızlandığı belirtildi.
AB-Türkiye arasındaki vize serbestisi diyaloğu hakkında, “Vize serbestisi yol haritası kapsamında öne çıkan hiçbir kriter yerine getirilmedi. Türkiye’nin hala mevzuatını vize politikasına ilişkin AB müktesebatıyla daha fazla uyumlu hale getirmesi gerekmektedir” denildi.
Dış politika
Raporda AB’yle Türkiye’nin Rusya ve Hamas’a yönelik tutum ve politikalarında farklılıklara dikkat çekildi.
Arap ülkeleri ve Ermenistan’la normalleşme çabalarını artırdığına işaret edilerek, Ankara’nın Ukrayna-Rusya savaşında her iki tarafla da siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerine devam ettiği aktarıldı.
Türkiye’nin Ukrayna’yla Rusya arasındaki gerilimi azaltmak ve Ukrayna tahılının ihracatını kolaylaştırmak için diplomatik girişimde bulunarak tahıl anlaşmasını mümkün kıldığı söylendi.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların başlamasından bu yana ‘belirgin şekilde bozulduğu’ belirtildi.
Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak, Türkiye’nin Rum kesimini tanımayı reddetmeyi sürdürdüğü ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olarak Kıbrıs’ta iki devletli çözümü savunduğu hatırlatılarak bunun AB’nin politikasıyla uyumsuz olduğu savunuldu.