Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi, yurtdışına gideceği zaman Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlarından brifing almak istemesi gibi. Bu tavır takdir ediliyor. Milletimizin çoğunluğu tarafından kabul görüyor.
Söz konusu Türkiye’nin çıkarları olunca iktidar ve muhalefet ayrımı olmaz.
Maalesef Kılıçdaroğlu döneminde bu sağlanamadı.
Kılıçdaroğlu zamanında CHP’nin ekseni kaydı. Irak-Suriye ve Libya tezkerelerinde ret oyu veren anlayış CHP’nin misyonuna yakışmıyordu.
Özgür Özel’in önce Türkiye, sonra parti anlayışını doğru bulanlardanım. Bu misyon, Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’ün partisi olduğu iddiasındaki CHP’ye yakışıyor.
Özgür Özel bunu “Türkiye’de ana muhalefet partisiyiz ama yurtdışında Türkiye partisiyiz” diye formüle ediyor.
Özgür Özel’in bu düşüncelerinde samimi olduğunu göstermesi açısından önüne bir fırsat çıktı.
PKK’nın 11 Haziran’da Suriye’de yapmayı planladığı yerel seçimi kast ediyorum.
Bu plan, ABD’nin karanlık adamı McGurk tarafından Türkiye’ye kurulmuş bir tuzaktır. Bu, PKK’nın özerklik adı altında bir bölgeye sahip olması demektir. Bu, Suriye şekillendirilirken PKK’ya önce özerk bir yönetim sonra bir devlet armağan etme projesidir. Bu Türkiye’nin beka meselesidir.
Bunun iktidarı ve muhalefeti olmaz.
Özgür Özel’in başta terörle mücadele olmak üzere milli meselelerde Türkiye’nin menfaatlerinin yanındaki tutumunu burada göstermesi gerekiyor.
Özgür Özel’in ABD eliyle PKK’ya bir terör devleti kurdurmak için atacağı ilk adımın karşısına çıkıp ana muhalefet lideri olarak bir tavır koyması gerekiyor. Bunu bir samimiyet testi olarak söylemiyorum. Özgür Özel’in Türkiye’nin milli meselelerindeki samimiyetini göstermesi açısından bir fırsat olarak görüyorum.