• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

ABD, Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmasını istemiyor

02/10/2016 23:45


 

 

amberinzamansb-150x150 kelleAMBERİN ZAMAN

@amberinzaman

Türkiye’nin Suriye’ye fiili müdahalesiyle birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bundan sonraki hamleleri, ABD’nin Musul ve Rakka operasyonlarına ilişkin Ankara’dan talepleri gibi konularda farklı iddialar öne sürülüyor.


İddia sahipleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidar da var.

Bunlara göre Türkiye, Suriye’de ve Irak’ta ABD’nin istekleri doğrultusunda, kimlerine göre ise ABD’ye rağmen, daha da aktif rol üstlenecek. Peki gerçek nedir?

Sahada dengelerin her gün değiştiği Suriye’ye ilişkin sağlıklı bilgi edinmek ve öngörüde bulunmak gerçekten zor.

Eli kulağında olduğu söylenen Musul operasyonuna dair de birçok spekülasyon ve dezenformasyon var.

Ancak elimizdeki verileri birkaç ana başlık altında toplayacak olursak, mevcut konjonktürde kabaca şöyle bir tabloyla karşı karşıyayız diyebiliriz:

Musul

Önüne büyük çapta bir engel çıkmaması halinde, operasyonun en geç kasım ayında başlaması planlanıyor.

Musul’u IŞİD’den ele geçirecek güçler sırasıyla şöyle:

*Irak ordusu

*Irak başbakanına bağlı ve ABD tarafından eğitilen ve de Irak’taki en etkin güç sayılan ‘Terörizmle Mücadele Birimleri’ (bir tür özel kuvvetler).

*Halihazırda Mahmur kampında koalisyon güçleri tarafından eğitilen ‘yerli’, yani Musul bölgesine ait aşiretler ve diğer yerel güçler.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı Peşmerge güçlerine biçilen rol ise bulundukları mevcut mevzilerden operasyona destek vermek, IŞİD’i kıskaca almak. Peşmergelerin Musul kentine girmesi öngörülmüyor.

Türkiye tarafından Başika kampında eğitilen ve eski Musul valisi Esil Nuceyfi’ye bağlı 2 bin civarındaki güce gelince…

ABD bu güçlerin Mahmur kampında eğitilen ‘yerli’ güçlerle birleşmesini ve Irak ordusunun komutasının altına girmesini istiyor.

Konu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Tony Blinken’ın geçen hafta Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında gündeme geldi.

Fakat Ankara bu konuda henüz olumlu cevap vermiş değil.  Üstelik merkezi Bağdat hükümetinin “Derhal çekilin” çağırılarına rağmen Ankara, Musul’da ‘istikrar’ sağlanana denk Başika’ya yolladığı takviye özel kuvveteler ve tankları geri çekmeyi düşünmüyor.

Bunun birkaç sebebi var: PKK’nin Musul operasyonu sırasında olası hamlelerini engellemek; benzer şekilde Şii milislerin Musul kentine veya Türkmen ağırlıklı Tel Afer şehrine girişini engellemek.

Tel Afer’deki durum çok karmaşık. Tel Afer, IŞİD’in eline geçtiğinde kentteki Sünni Türkmenler, Şii Türkmenleri kentten kovmuştu. Şiilerin birçoğu Türkiye ve Irak’ın güneyine sığınmıştı. Bu kez Şii Türkmenlerin Şii milislerin yardımıyla Sünnilerden intikam almasından korkuluyor.

Türkiye’nin Musul operasyonuna katılması, ABD ve merkezi Bağdat hükümeti tarafından katiyen istenmiyor.

Bunun başlıca nedeni, olası bir Türkiye müdahalesiyle, ABD ve merkezi Bağdat hükümetinin mümkün mertebe Musul dışında tutmaya çalıştıkları Şii milislerin Türklerle çatışma riski.

Bu da Musul’da en çok korkulan Şii-Sünni mezhep savaşını ateşler. Dolayısıyla Erdoğan’ın Musul’a ilişkin açıklamaları Irak hükümetinde büyük kaygıyla izleniyor.

ABD’nin bir diğer kaygısı ise TSK’nın Musul operasyonunu fırsat bilip Başika’daki güçleriyle birlikte PKK’ya karşı Şengal’e operasyon düzenlemesi.

Türkiye’nin böylesi bir hamlesi, zaten çok çetin geçmesi beklenen Musul operasyonunu daha da zorlaştıracağı için, ABD’nin PKK’yı ‘korumak’ istemesinden değil.

Tam tersi ABD, PKK’nın Şengal’den tümüyle çekilmesini istiyor.

Ve kimi kaynakların ortaya attığı iddiaların tam aksine, ABD ve Irak hükümeti Musul operasyonuna ne PKK’nın ne de YPG’nin katılmasını istiyor.

Diken’e bilgi veren bir üst düzey ABD yetkilisi, “Koalisyon buna asla izin vermeyecek” dedi.

Rakka

IŞİD’in ‘başkenti’ Rakka’ya yapılması planlan operasyona dair de birçok spekülasyon var.

Türkiye “YPG operasyona katılırsa biz yokuz” diyor. YPG de “Türkiye katılırsa biz yokuz” diyor. YPG buna ek olarak, “Koalisyon kantonları birleştirmemize yardım etmezse ve ilan ettiğimiz Kuzey Suriye Federasyonu resmen tanımazsa Rakka operasyonuna katılmayız” diyor.

Bu karşılıklı restleşmelerin şu an için pek bir anlamı yok zira Rakka kentini almaya yönelik operasyona daha epey bir zaman var.

Defalarca bu köşede belirttim, Rakka’yı alacak sayıda güç henüz mevcut değil. Bu yüzden YPG sürekli SDG’ye kattığı yeni Arapları eğitiyor. Türkiye de buna karşı çıkıyor. Hatta SDG dahilindeki Arapları da kendi safına çekme gayreti içerisinde olduğu dillendiriliyor. Bu da ABD’nin işlerini zorlaştırırken, Pentagon’un Türkiye ‘alerjisini’ derinleştiriyor.

Musul’un gidişatı Rakka açısından ayrıca belirleyici olabilir. Zira düşük de olsa bir ihtimalle Musul operasyonu başlamadan IŞİD kenti terk edip güçlerini Rakka’ya çekmeye çalışabilir.

Tüm bunlar bir yana ABD’de ‘ibre’nin Türkiye ya da YPG’den yana olduğuna dair yorumlar -ki ben de zaman zaman benzer görüşler öne sürdüm- gerçeği tam yansıtmıyor.

Her ne kadar Obama yönetimi içerisinde Suriye temelli Türkiye politikasına dair derin çatlaklar bulunsa da ana strateji değişmedi. Strateji özetle, Türkleri ve Suriyeli Kürtleri dengede tutmak ve mümkün olduğu kadar birbirinden de uzak tutmak. Yani çatışmalarını engellemek. Bu, şimdilik başarılmış görünüyor.

ABD’den YPG’ye silah yardımı mı?

Washington’un Türkiye’nin Rakka operasyonuna katılmasına dair somut bir talebi yok. Ama YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) katılmasına dair somut talebi var.

Ancak ABD’nin bunu sağlamak adına Suriyeli Kürtlerin kantonları birleştirmesine yardım etmek veya Kuzey Suriye Federasyonu’nu resmen tanımak gibi herhangi bir niyeti de yok.

Fakat Pentagon’un tavsiyeleri doğrultusunda Cenevre görüşmeleri yeniden başladığında -ki şimdilik hayal gibi görünüyor- YPG’nin siyasi temsilcilerinin masada yer almasaına Washington tarafından diplomatik destek verilmesi söz konusu olabilir. Rakka operasyonunda kullanılmak üzere hafif silahlar ve silah dışında askeri malzemeler (kask vb) verilmesi de…

Silahlar konusunda Beyaz Saray’ın önüne resmi talep gelirse şayet, ki edinilen bilgiye göre her an olabilir,  Obama ne yapar şimdiden kestirmek güç. Ancak YPG’ye silah verilmesini onaylaması halinde Ankara’yla zaten dibe vuran ilişkilerin daha da derin bir çukura yuvarlanacağı kesin.

El Bab’a Rusya vetosu

Kürt kantonlarının birleşmesi açısından kritik öneme sahip olduğu söylenen ve halen IŞİD’in elinde bulunan El Bab kentine gelince…

Türkiye ve muhaliflerin El Bab’a yönelmelerine Rusya kesinlikle karşı ve bunu net bir şekilde Ankara’ya iletmiş bulunuyor.

Bunun başlıca nedeni şu: Ankara’nın himayesindeki muhaliflerin El Bab’ı ele geçirirse Halep’teki denge yeniden rejimin aleyhine dönecek.

Ne var ki bu, YPG’nin El Bab’ı almasına Rusya’nın destek olacağı anlamına gelmiyor. Böyle olsaydı veya Ankara’nın Rusya’ya rağmen hareket etme ihtimali olsaydı, Putin herhalde önümüzdeki hafta Türkiye’ye gelmeyi planlamazdı.

Washington açısından ise tercih edilen yöntem El Bab’ın kendi haline bırakılması.

Zira IŞİD’in El Bab’a giden tüm ikmal hatları kesilmiş durumda. YPG, muhalifler ve rejim tarafından fiili ablukaya alınan El Bab’ın ‘kuruması’ zaman meselesi.

Şimdilik elimizdeki bilgiler dahilinde durum bu….

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Amberin Zaman

SON HABERLER

İSPARK ücretlerine zam

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi'nde, İSPARK tarafından işletilen … Devamı...

Hacettepe’de yine usulsüzlük: Yeğen şirketine milyonluk ‘piyango’

ALTAN … Devamı...

Zafer Algöz’ün ‘Gibi’ sataşmasında ‘İlkkan’ ve Şahan Gökbakar da topa girdi

‘Erşan Kuneri’ dizisinin oyuncularından Zafer Algöz, ‘Gibi’ dizisiyle son … Devamı...

Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya ‘hızlı katılımını’ veto etmiş

Britanya merkezli Financial Times gazetesinin aktardığına göre Türkiye, … Devamı...

Savcılık: Berlusconi’nin partilerinde seks köleleri vardı

İtalya'nın eski başbakanı Silvio Berlusconi'nin 'bunga bunga' olarak anılan … Devamı...

Bankacılar anlattı: Nebati’nin ‘süper bonoları’ işleri daha da karıştırabilir

Hükümet, kur korumalı mevduattan sonra bireysel yatırımcı için tasarlanan … Devamı...

Çavuşoğlu, İsveçli bakana ‘Feminist politikanızdan sıkıldım’ diye bağırmış

NATO diplomatlarının aktardığına göre üyelik görüşmelerinde Dışişleri … Devamı...

Son 24 saat: 1443 vaka, üç ölüm

Türkiye'de son 24 saatte 1443 Covid-19 vakası kaydedildi, üç kişi … Devamı...

İstanbul’da trafik yoğunluğu yüzde 90’a fırladı

Sağanak ve fırtınanın yer yer etkili olduğu İstanbul'da trafik yoğunluğu … Devamı...

Biden’dan 5’inci madde vurgusu: Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini destekliyoruz

ABD Başkanı Joe Biden, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği için … Devamı...

Hayattan geriye iyi yürekli insanların kelimeleri kalacak…
Halep, Cizre, Şırnak… İnsanlık ve vicdan

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1660 gündür hapiste

YAZARLAR

İsveç Köftesi, Kürt Böreği

Bahadır Kaynak

Yekta Kopan’ın özrü, Gezi’nin sızlayan kemikleri…

Dağhan Irak

Akrep’te Ay Tutulması

Neslihan Kazdal

Buluşalım artık!

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Tekrardan kaçın ama sakınma!

Mustafa Dağıstanlı

Onca insan ‘sivil ölüme’ mahkûmken toplumda huzur olacaktı, öyle mi!

Murat Sevinç

Zafer Partisi nedir, kimin işine yarar?

Dağhan Irak

GÜNÜN 11’İ

Kaan Sezyum: Dev bir çekirge istilası altında gibiyiz

Murat Muratoğlu: Belki yarın, belki yarından da yakın

Tuncay Mollaveisoğlu: İktidar, yolsuzlukla mücadele edenlerle mücadele ediyor

Oğuz Demir: Gıda fiyatlarındaki artış üç haneye gidiyor

Rahmi Turan: Namerde avuç açar hale geldik!

Elif Çakır: Yargının iş yükü çoktu da sıra ancak mı geldi Kaftancıoğlu’nun paylaşımlarına?

Ayşen Uysal: Meydanı onlara bırakmayan kadınlara hiç mi hiç tahammülleri yok

Mehmet Barlas: Yabancı düşmanlığı kaşınarak başlatılan süreç fiilen ağaç karşıtlığına dönüştü

Esfender Korkmaz: Dış ticaret açığımızın yüzde 60’ını Çine karşı

Hakkı Yalçın: İkincilik liderliğin küsuratıdır!

Can Ataklı: ‘Almanlar Türkiye’yi kıskanıyor’ sözü doğru olabilir

Mahkeme karar verecek: Fil Happy bir ‘kişi’ mi, hayvanat bahçesinde tutulması yasadışı mı?

Müşteri espressonun fiyatından şikayetçi oldu; kafeye ceza kesildi

Onur Haftası’na özel ‘gururlu’ bisküvi

Şerbetçi otu üretiminde ‘iplikleme’ mesaisi

Kutlama sırasında köpüklü şarabın mantarı gözüne isabet eden sporcu İtalya Bisiklet Turu’ndan çekildi

Alman kasabasında kedilere sokağa çıkma yasağı

Göbeklitepe’deki dikili taşın kopyası Katar yolcusu

Koltukta uyurken kendini uyuşturucu kartelinin kazdığı tünelde buldu

Oasis’in dağıldığı gece dağılan gitar açık artırmada satıldı

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi