İstanbul’da mega projelerle toplamda 3.5 milyona yakın ağacın kesilerek doğal alanların yokedildiği tahmin edilirken, Cengiz-Mapa-Limak-Kolin-Kalyon beşlisince 3’üncü havalimanının inşası için kurulan İGA şirketinin CEO’su, ‘itiraf’ sayılabilecek bir yorumda bulundu: “Uygarlık ile doğanın çelişkisi var.”
‘Sokaktaki vatandaş olsam ben de inanırım’

Fotoğraf: DHA
Cumhuriyet’ten Çiğdem Toker’e konuşan İGA CEO’su Yusuf Akçayoğlu, projenin geri döndürülemeyecek doğal tahribata yol açacağı eleştirilerini ‘Sokaktaki vatandaş olsam ben de inanırım’ diye yorumladı.
Akçayoğlu, yokedilecek sulak alanların eski maden sahalarından kalma su birikintileri olduğunu savunurken, İstanbul’un akciğerleri olarak bilinen Kuzey Ormanları’nı da ‘talan edilmiş, madenlerle perişan edilmiş bir arazi’ olarak niteledi.
Akçayoğlu, projeye karşı tabandan yükselen itirazlara yönelikse, “Bütün STK’lara saygılıyız. Ama kaçı gelip bizimle konuşmak istedi? Bize “girdiler, talan ediyorlar, su kaynakları mahvediliyor” diyorlar” karşılığını verdi.
CEO’dan itiraf: Tahribat, doğayla uygarlığın çelişkisinin sonucu
İGA CEO’su Akçayoğlu, ÇED süreci tamamlanmadan ihaleye çıkan, kesilen yüzbinlerce ağacın yanında, İstanbul’un sulak alanlarının da kurutulduğu, kuşların göç yolları üzerine yapılmasıyla binlerce yıllık kuş göç yollarının yok olmasına yol açacak havalimanı projesinin bu zararlarını ise inkar etmedi.
‘İstanbul’un akciğerleri denilen ormanların zarar görmesi size ne düşündürüyor?’ sorusunu yanıtlayan Akçayoğlu, “Dünyanın neresinde iş yaparsanız yapın, maalesef uygarlık ile doğanın çelişkisi var. Bunun önüne geçilemez. Mesele bunu minimuma çekmeye çalışmak” diye konuştu.
Bir itiraf daha: ‘Tahribatı karşılarız’ dersem yalan olur
AKP hükümetinin de sıklıkla kullandığı İstanbul’un yokedilen doğal ormanlarının başka yerlere ağaç dikerek telafi edildiği savını öne süren Akçayoğlu, tahrip edilen ormanlık alanları da ‘değersizleştirerek’ şunları söyledi: “Çölde iş yaptığınızda, kertenkeleleri kaktüsleri yok ediyorsunuz. Burada da başka yerleri ağaçlandırarak, başka işler yaparak telafi etmeniz gerekir. Şunu belirteyim: Burada orman diye bahsedilen ağaçlar meşe. kısa ve ince gövdeli. Kesin rakam çıkarmak çok kolay değil. Yanısıra, madenci arkadaşlar endüstriyel ormanlar yapmış. Burada sökülen her ağacın karşılığını dikme taahüdümüz var zaten.”
Yine de başka yerlerde yapılacak dikimin buradaki tahribatı karşılamayacağını da inkar etmeyen Akçayoğlu, “Karşılar dersem yalan söylemiş olurum. Ama neler yaptığımızı anlatabilirim: 7650 hektarın, 2750 hektarı orman. 20 bin fidanı, saha dışındaki ağaçlandırma alanlarına bozmadan taşıdık zaten. Bir kısmını yok etmeden nakil yapacağız. bir kısmını mecburen proje sonrasında peyzaj anlamında. Bire beş taahhüdümüz var. Mecbur değiliz ama yapmak istiyoruz” dedi.