Dipl.M.S.Astrol. NESLİHAN KAZDAL
uranesinfo@gmail.com
uranes.org
Hikaye bu ya, tanrılar tanrısı Zeus, Paris’i çağırıp üç tanrıçadan en adil (en güzel) olanını seçmesini ister. Üç tanrıça Hera, Athene ve Afrodit’tir. Paris’e altın bir elma verilir. Onu en güzele verecektir. Paris akıllıdır. Elmayı eşit pay ederek üçe bölmeyi önerir. Zeus bunu kabul etmez. Tanrılar katında eşitlik yoktur der. Her tanrıça yarışmayı kazanmak için Paris’e bir şeyler vaat eder. Hera dünyada güçlü olmayı ve zenginliği, Athene bütün savaşları kazanmayı, Afrodit’se dünyanın en güzel kadını Helen’i. Aşk ve güzellik Paris’in zaafıdır. Helen’i seçer. Tanıştırılırlar ve hemen birbirlerine aşık olurlar. Halbuki Helen, kral Menelaos’un karısıdır. Kral bunu bahane edip Truva’ya savaş açar. Doğduğunda krallığı yok edeceği rüyası görülen Paris’in kehaneti gerçekleşir. Paris ölür, krallık yok olur.
Buradaki kıssadan hisse bir karar aşamasında Paris’in herkesi, her şeyi dengelemesinin zor olmasıdır. Zor karar verir çünkü karar verince denge bozulur. Çelişki budur; dengenin bozulması. Paris, Terazi’nin arketipsel timsalidir.
Terazi dönemi
Terazi denge, eşitlik, adalet, uyum, diplomasi özelliklerini temsil eder. Ama bunları ‘sağlama çabası’ içinde uğraş verir. O eşitliği ve denkliği sağlamak için kendi değer sistemi kendisine yol gösterir.
Sonbahar ekinoksuyla birlikte işte bu Terazi dönemine gireriz. Gece ve gündüzün eşitlendiği, yılın ilk yarısının bitip ikinci yarısının başladığı eşiğe geliriz. Hasat mevsiminde olduğumuzu biliriz. Bu dönem kendimizi diğerinin aynasında hasat ederek ilişkilere yönelir, sen-ben-biz dengesini kurmayı deneriz. Kendimize kattığımız daha kişisel dokudaki ilk altı aydan şimdi diğerine verip diğerinden aldığımız sosyal ve paylaşımcı döneme geçeriz.
Sonbahar Ekinoksu
Bu sene 23 Eylül 2023 Cumartesi, Türkiye saatiyle sabah 09:49’da Güneş 0 derece Terazi’ye geçiyor. Yaz resmen bitiyor, sonbahar başlıyor.
2023 yılına 21 Mart’taki ilkbahar ekinoks haritasından baktığımızda bu seneyi altı aylık iki ekinoks haritasıyla inceleyeceğimizi görmüştük. İlkbahar ekinoksunda yeni bir cesaretle yola çıkmanın ham dürtüsünü hissetmiş; yanısıra birlik, beraberlik ve şefkat ihtiyacımızın yükseldiğini ve tam da bununla sınanacağımızı öngörmüştük. Şimdi geri dönüp geçirdiğimiz altı ayı düşünelim ve ileriye dönük bir hesap yapalım. Ne altı aydı ama, değil mi?
Bu haftabaşından beri önümüzü göremediğimiz bir sislenme içinde olabiliriz. Neptün özlemlerle birlikte yanılsamaları ve elle tutulamayanları önümüze dökmüş, sapla samanı birbirinde ayıramamamıza sebep olmuş olabilir. Bunun içinden geçerken önümüzde yeni dönemin açıldığına güvenebiliriz. Odağımızı kendimizden çıkarıp karşımızdakine getirirken geleceğe dair konular, projeler, topluluklar ve gruplar kendisini işte bu denklik, eşitlik ve adil ilişkisellik çerçevesinde göstermeye başlayabilir.
Ekinoks haritası
Ekinoks haritasındaki Güneş Terazi’de 11’inci evde konuşlanmışken bizi ileriye bakmaya, geleceğe odaklanmaya, bunu da akılcı, dengeli, adil bir ilişki biçimiyle ortaya koymaya çağırıyor. Yöneticisi Venüs halen Aslan’da ve hala Ekim’in ilk haftasına dek gölge dönemini sürüyor. Yazın çoğunda gerileyerek bizi içten içe yakıp hakkıyla ifade bulamayan değer sistemi, sevgi, ilişki ve güzellikler şimdi merkezde, kalpte, yaratıcı bir evrenden kendini ifade edebilir. Her nasıl bir eşitlik, denklik, ikili ilişki kuracaksak içinde sevgi olsun, aşk olsun, yaratıcılık olsun, kalp olsun. Merkezden hizalandığımızı bilelim.
Hem Chiron da desteğiyle hem bir öğretmen gibi bilgeliğini sunabilir hem de acımış yaraların sağaltılması için iyileştirici çalışabilir. Öte yandan ilişkiler, değerler ve sevgi ifadesi bir kez daha hala beklenmedik sürprizler, uyanışlar, gerginlik ve belki kopmalarla kendini gösterebilir. Uranüs Venüs’ü önümüzdeki günlerde sertçe tetikleyebilir. Eski sevgililer Venüs ve Mars’ın birbirleriyle uyumlu iletişimi geçmişte kurduğumuz ilişki tiplerini aklımızı kullanarak geride bırakmamız, kendi isteklerimiz için yeni bir yola çıkarken şimdinin değerine göre (merkez, aşk, kalp) bir ilişki istememiz ve diyaloga girmemizi destekleyebilir. Dönüşüm hala geçerli ve kaçınılmaz. Ay düğümlerinin Koç Terazi karşıtlığındaki seyri o dengenin bozulması, yeni yolun yazılması için Plüto’yla tutkulu bir dokuda çalışabilir.
Ne demiştik?
Dengenin bulunması için karar verilmesi, dengenin bozulması ve bunun yeniden sağlanma çabası gerekir.
Harita yükseleni Akrep ortak kaynak ve değerlerin, güç ve kontrol temalarının, kayıp ve krizlerin, bunların içinden geçtiğimizde kabuk değiştirerek dönüşmenin göstergesi. Yine de bu dönüşümün mücadele yolu da diplomasi, adil bir çaba ve denge içinden gelmeli. Yükselen yöneticisi Mars da Terazi’de, stratejik bir savaşçı rolünde. Karşısındaki yaralı şifacı Chiron’la teması bizleri kişisel yara ve gömülü öfkeleri ilişkilerimize yansıtmakla ilişki içinde uzlaşmayı sağlamak arasında bırakabilir.
Sağduyuyu hatırlayalım, gerçekçi olalım. Merkür de Başak’taki gerileme yolculuğunu tamamladı. Analitik, kategorik düşünmek, konuşmak, yazmak, belki biraz zihinsel ve rutinlerimize dair temizlik yapmak sağlıklandırabilir. Jüpiter’in Merkür’e desteği fikirleri de sözleri de büyütebilir, inancı mantığın yanına somut bir yerden koyabilir. Önümüzdeki hafta Uranüs de devreye girince belki zihin sıçraması ve uyanışlara da yer açabilir.
Ya ihtiyaçlar?
Haritanın en önemli göstergelerinden biri olan Ay’ı sona bıraktık. İlkbahar ekinoksunda teslimiyet içinde, hassas ve birlik ihtiyacındaydık (Ay Balık’taydı). O zamandan bu zamana (ve öncesinde de) çok şey oldu. Ve belki sonra pek bir şey olamadı. Yazın ortasından itibaren bu haftaya dek geriye çeken, geriye döndüren, tekrar ettiren tema ve konularla içimize, kalbimize, zihnimize tekrar tekrar baktık. Her nasıl yaşadıysak yaşayalım artık somut sonuç görmek, net bir hedef koymak, sorumluluk almak, başarmak, oldurmak, bir otorite pozisyonundan konuşmak, iletişmak ya da koşulları yerine getirerek kendimize katmak ve öğrenmek istiyoruz. Önümüzdeki altı ayın ihtiyacı bu. Ay sorumluluk sahibi Oğlak’ta ve İstanbul’a göre haritada 3’üncü evde; iletişim, sözler, eğitimle ilgili konularda devrede. Ankara’ya göreyse 2’nci evde; para, finans, kaynaklar, değerler, maddi güvenlikle ilgili konularda vurgu içermekte.
Dengeyi sağlayıp diplomatik mücadeleci olmaya çabalarken (Güneş ve Mars Terazi’de) somut hedef koyma ve üstesinden gelerek başarma ihtiyaçları (Ay Oğlak’ta) birbirine meydan okur. Biz de dış dünyanın dengesiyle iç gerçeğimizin koşulları arasındaki bu çatışmayı hissedebiliriz.
Şunu bilelim;
Küçük ya da büyük bir hedef koyacağız ki onun üstesinden adım adım gelelim. Bunu yaparken de eşitliği, adil olmayı, kalbin merkezini ve stratejik mücadeleyi hatırlayalım. Terazi’nin herkese eş değer veren ilişkiselliğiyle Oğlak’ın hedefe kilitlenen pragmatikliğini bir potada eritelim. İki öncü arketipi hem dengeli ilişkileri başlatmak hem de başarılır hedefler koymak babında işletelim.
Sabianlar
Ekinoks haritasında 6 derece Oğlak’ta yerleşen Ay’ın çok güçlü bir sembolü var. Bu derece 29 Eylül’deki Koç dolunayında da tam açıyla tekrar tetiklenecek.
Kişisel yorumda ihtiyaçlarımızı ve iç dünyamızı ifade eden Ay, dünya astrolojisinde halkı ifade eder. Sembolü değerlendirirken her iki kriteri de düşünelim.
ÖRTÜLÜ BİR PEYGAMBER BİR TANRININ GÜCÜYLE KONUŞUYOR
‘Örtülü peygamberin konuşması’ dinlemeye gönüllü olanlara bilgi ya da öğreti getirebilecek herhangi birini ya da bir şeyi akla getirebilir. ‘Örtülü peygamber’ cevaplanması gereken soruların anahtarını elinde tutan, başkalarının gündemleriyle ilgili söz sahibi biri olabilir.
Bu sembol yüksek bir yerden aktarılan bir bilgi veya öğretiye işaret eder. Verilen bazı mesajlar vardır ve bunlar derin bir kaynaktan ya da bir otoriteden (kişi, merci vs) gelmektedir. Buna rağmen, konuşulanların ya da aktarılan mesajların her zaman gerçek olup olmadığını bilmek kolay olmayabilir. İşaretleri dikkatle takip edin – size aktarılanlar gerçeğin ta kendisi midir? Böyle bir kişinin kullandığı sözcükler böyle müthiş bir güç taşıyorsa hem ne dediğimize hem ne duyduğumuza çok dikkat etmemiz gerekir. Bu enerji, söz konusu herkesin iyiliği için de kullanılabilir, insanları tamamen yoldan da çıkarabilir.
Paris’in Zaafı
Paris’le başlamıştık, Paris’le bitirelim.
İdeal dengeyi bulmaya çalışan, üç tanrıçayı birbirinden ayırmadan hepsini güzel ve adil ilan etmeye hevesli Paris’in aklını Afrodit vaadiyle çeler. Malum, en güzel kadın Helen’i ona vaat eder. Halbuki bu vaadin bir de görünmeyen (örtülü peygamber) kısmı vardır. Helen serbest değildir. Paris’in etkisi altında kaldığı vaat de hem gerçek hem değildir. Ama vaat o kadar güçlüdür ki (tanrı (Afrodit) gücüyle konuşulan aşk, güzellik, ilişki) onu yoldan çıkarıp her şeyi yok ettirir.
Biz de bu dönem ne konuştuğumuza, ne duyduğumuza, neye inandığımıza, neyi taşıdığımıza dikkat ederek sözcüklerimizin, iletişimimizin ve tabii bunun ilişkilerimize yansımasının gücünü aydınlığı-karanlığı, faydası-zararı, gecesi-gündüzü ile eş dengede tartalım, farkında olalım. Belki gücü alan tarafızdır, belki de o gücü taşıyıp aktaran bizizdir, kim bilir? Terazi dönemindeysek her ikisi de serden denebilir.
Kalpte merkezli, ilişkide dengeli, sorumluluk sahibi ve gerçekçi, belki en önemlisi hepsiyle beraber mis gibi bir sonbahar olsun.