MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Hekimler ve sağlık çalışanları 6 Şubat depremlerinde ölenlerin anısına, geleneksel 14 Mart Tıp Haftası Hekim Yürüyüşü’nü ‘sessiz’ yaptı.

Ölen meslektaşlarının isimlerini taşıyan hekimler bugün Haydarpaşa Numune Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde buluştuktan sonra Kadıköy İskele Meydanı’na kadar yürüdü. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyeleri, farklı illerin tabip odalarından da hekimlerin katıldığı yürüyüşte, “Ya gitseydik? Hekimler değil, enkazın sorumluları gidecek” ve “Sağlık kurumları ayakta, insanlık hayatta kalsın” pankartları taşındı.
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut meydandaki konuşmasına, “Kaybettiğimiz arkadaşlarımızın sadece isimlerini getirmedik. Yaşamlarını, düşlerini de kalbimizde getirdik. 102 arkadaşımızı kaybettik. Üniversite yurtlarında ya da evlerinde kalan tıp öğrencilerini kaybettik” diyerek başladı.

‘Beceriksizlik afeti felakete çevirdi’
Resmi sayılara göre depremde ölenlerin sayısı 50 bine (49 bin 589) yaklaştı. Ancak alandan gelen verilere göre rakamın gerçeği yansıtmadığını söyleyen Bulut, pandemide olduğu gibi Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) iki yıl sonraki istatistik verilerine doğru verilerin yansıyacağını ifade etti. “Onlar bizim için mezar taşlarının, mezar işaretlerinin üzerine yazılan rakamlardan ibaret değil” diyen Bulut şöyle devam etti: “Oradaki yurttaşlarımız maalesef imar yasalarındaki denetimsizlik, özel şirketlere bu denetimin aktarılması neticesinde yapılan bozuk, çürük binaların altında kalarak yaşamlarını yitirdiler. Nasıl ki sağlığı özel sektöre emanet edip sağlık baronlarına verirseniz sağlığınız bozulursa, imarı, bayındırlığı da beton baronlarına verirseniz böyle on binlerce ölümle karşılaşırsınız.”
Siyasi beceriksizlik ve yönetim bozukluğunun afeti, felakete çevirdiğini söyleyen Bulut, şöyle konuştu: “Sel geldi. Yine yurttaşlarımızı kaybettik. Konteynerler kurduk, sel götürdü. Çadırları kurduk, sel bastı. Bunlar hep organizasyon bozukluğundan, kötü yönetimden kaynaklı. Sadece acımız yok, öfkemiz de var.”

‘İstanbul hastanelerini depreme hazırlayın’
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, hekimler adına hazırlanan ortak bildiriyi okudu. İstanbul’daki tüm sağlık kurumlarının bina güvenliği açısından acilen değerlendirilmesi, beklenen depreme dayanıklı hale getirilmeleri veya tahliye edilmeleri için gereken ekonomik, teknik desteğin gecikmeden sağlanması gerektiğini belirten Erdoğan, “Halkımızı hayatta tutmak için hayatta kalmalıyız” dedi.
6 Şubat depremlerindeki kayıpların çok büyük bir kısmının önlenebileceğini belirten Erdoğan şöyle devam etti: “Sessizliğimiz söyleyecek sözümüz olmadığından değil, duygularımızı ifade etmeye sözün yetmeyişinden. Önlenebilir ölümlerin yarattığı acıyı en iyi hekimler bilir. Depremin ilk gününden itibaren asıl görevliler, sorumlular büyük bir kaos içinde paralize olmuşken TTB çatısı altında memleketin dört bir yanından binlerce gönüllü hekim ve sağlık çalışanı çok ses, tek yürekle yardıma koştu. Tıpkı pandemide olduğu gibi özverili çalışmalarıyla deprem bölgesinin her köşesinde çare oldular. Şimdi bakıp diyoruz ki, ‘Ey halkım ya gitseydik. Nice olurdu halimiz?”
24 yılda hiçbir adım atılmadı
İstanbul hekimlerinin bir yandan depremde yitirdikleri meslektaşlarının üzüntüsünü yaşarken öte yandan her an burada olabilecek bir depremde, çalıştıkları sağlık kurumlarında hayatta kalamayacak olmanın tedirginliğini yaşadıklarını vurgulayan Erdoğan, şu konulara dikkat çekti: “İstanbul sağlık kurumlarının güvenlik karnesi ise parmakla gösterilecek birkaçı dışında sıfırın altında. Çok ciddi bir ders olması gereken 1999 depremi üzerinden 24 yıl geçmiş olmasına rağmen durum ne yazık ki bu. Çözüm olarak çalışanlarının, hekimlerinin ve hatta bazen yöneticilerinin görüşü alınmaksızın hastanelerle ilgili muhtelif ve muğlak taşınma planları yapılıyor. Bu durum, hekimler ve sağlık çalışanlarında ek bir tedirginliğe yol açıyor. Çünkü taşınan hastanenin gideceği sağlık kurumunun çalışanlarına da akılcı bir çözüm üretilemiyor.”

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç ise “Hiçbir yere gitmedik, gitmeyeceğiz. Bir daha böyle bir felaketle karşılaşmamak için bu topraklarda mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Hekimler ve sağlık çalışanları daha sonra Atatürk anıtına kırmızı karanfil bırakıp, geldikleri gibi sessizce dağıldılar.