CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Meclis’e verdiği araştırma önergesinde son 10 yılda çocuk istismarı vakalarının yüzde 700 arttığı belirtildi.
2017 ve 2018 yılındaki vakaları kapsamayan araştırma önergesindeki verilere göre tecavüzcülerin tahminen yüzde 5’i ortaya çıkarken, yüzde 95’i gizli kalıyor. Ensest ilişkilerin ise binde biri ortaya çıkıyor.
Yüzde 66’sı çocuğun tanıdığı kişiler
Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği ile Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan ‘2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor’a dayanan veriler, ‘Pedofili’, ‘Ensest’, ‘Çocuk Yaşta Evlendirilen Kız Çocukları’ ve ‘Kurum İçi Cinsel İstismar’ başlıklarını içeriyor.
Rapora göre, adliyelerdeki dört tecavüz davasından biri çocuklarla ilgili. Adalet Bakanlığı’nın 2014 verilerine göreyse, her ay Adli Tıp Kurumu’na 650 çocuk cinsel istismarı vakası gönderildi.
Buna göre, çocuk istismarında açılan toplam dava sayısı 40 bin 266. Çıkan karar sayısı 24 bin 825, verilen mahkumiyet kararıysa 13 bin 968.
Bakanlık verilerine göre, bu tür davalarda ‘iyi hal ve saygın tutum’ indirimleri devam ediyor. Vakalardan birindeyse mahkemenin yüzde 50 zihinsel engelli çocuğa istismarda bulunan kişiye indirim uyguladığı görüldü.
‘Çocuk İstismarına Yönelik Rapor’da istismarcıların yüzde 66’sının akraba, komşu gibi çocuğun tanıdığı kişiler olduğu, istismarcıların yüzde 9’nun ise çocukla aynı evde yaşadığına yer verildi.
‘Her türlü sapkınlıktan korunmaları gerekir’
Son dönemde çocuğa cinsel istismar vakaları, Adana’da 20 yaşındaki Sedat Keser’in, bir düğün sırasında üç yaşındaki kız çocuğuna tecavüz etmesi ve İstanbul’daki bir hastanede hamile çocukların polise bildirilmediğinin ortaya çıkmasıyla, ülkenin gündemine oturdu.
CHP’li Tanrıkulu, Meclis’e verdiği araştırma önergesinde, “Çocuklarımızın cinsel istismardan, tecavüzden ve her türlü sapkınlıktan etkin olarak korunması gerekmektedir” dedi.
Türk Ceza Kanunu’nda çocuklara yönelik işlenen istismar suçlarında pek çok kez değişikliğe gidildiği hatırlatılan önergede, evlilik yaşının 15’e çeken yasalara göre ‘çocuğun rızası ile yaşadığı ilişki ve evliliklerin’ soruşturmaya tabii olmadığı, istismar durumunda soruşturma yapılmasının gerekmediği ifade edildi.
Tanrıkulu, “Ancak ‘rıza ile ilişki ve evlilik’ ya da ‘istismar’ olup olmadığına nasıl karar verileceği izaha muhtaçtır” diye konuştu.
Çocuk Koruma Kanunu yetersiz olduğu kaydedilen önergede, “Çocukların cinsel istismarına ilişkin yasal mevzuatın daha ayrıntılı bir biçimde düzenlenmesi gerekmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, çocuğun cinsel istismarı konusuna aktif ve etkin bir biçimde müdahil olması gerekmektedir” denildi.
‘Takdiri indirimlerin önüne geçilmeli’
Önergeye şöyle devam edildi:
“Türk Ceza Kanunu’nda yer alan yükümlülüklerin ve kanuni düzenlemelerin istismar vakalarına göre, en uygun şekilde öğrenilmesi için çocuklarla buluşan meslek gruplarına yönelik bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu gibi kamu kurumları ile işbirliği yaparak, aileleri ve öğretmenleri bilgilendirmeli, eğitim programları geliştirmeli, broşür, afiş, kitapçıklar bastırarak dağıtmalıdır. Çocuk istismarı ilgili aile eğitim seminerleri düzenlenmelidir.
İstismar yargılamalarında takdiri indirimlerin uygulanmasının önüne geçilmeli, yargılama neticesinde başlayan infaz aşamasında koşullu salıverilme uygulamasının değiştirilmesi gerekmektedir.
Çocuklarımızın cinsel istismara uğramasının önüne geçilmesi, yaşanan mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi, çocuklara cinsel istismarda bulunanlara takdir indirimi uygulanmaması ve verilen cezaların caydırıcılığının artırılması hususunda etkili önlemlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz.”