• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

‘Bir başkadır’ düğüm düğüm çözülürken hayat…

26/11/2020 12:00

H. AYHAN TİNİN

Sanat da var / TV-dizi

[email protected]

Berkun Oya, sürekli ayrışmanın üstü çizilen söylemlerle, kendi dünyalarında yüzü olmayan düşmanlar yaratmaktan yorulmuş bir toplumda, bütün o farklı sanılan hayatların ne kadar iç içe ve birbirine değerek yaşadığını göstererek, bizi gerçekle yüzleştirmiş.

“Ne kadar azdır yaşadığımızdan yaşadığımızı sandığımız.” 

Reklam

Attila İlhan ustanın ‘Muhayyer‘ şiirinin tekrar eden mısrası gibi ‘Bir Başkadır‘ dizisi de yaşadığımızı sandığımız hayat ile gerçekler arasına ince bir tahta köprü kurunca, ortalık toz duman oldu.

Dizi, ülkenin son yirmi, otuz yılını ve gündelik siyasetini, bir televizyon kurgusu üzerinden okumaya çalışmanın cılızlığı içinde ya haksızlıklara ya da abartılı beğenilere mahkum edildi.

Sonunda mı yazmalıydım?

Reklam

Baştan söyleyeyim; ben diziyi beğendim.

Daha açık söyleyelim; kaliteli bir seyirlik, bileşenleri büyük oranda doğru oturtulmuş bir televizyon dizisi, klişelerin çoğundan kurtulmuş, özgün bir yapım olduğu için beğendim. 

Dizinin karton olmayan, yaşayan karakterler üzerine kurulmuş bir yapısı var. Birkaçı tip olarak kalsa da çoğunluk hayatın içinde durduğu yerlerde doğru resmedilmiş.

Buna hasret miydik? 

Hem de nasıl! 

Abartılmış kadın ve erkek kıyafetleriyle, günün her saati kokteyle gidecekmiş gibi duran; ne iş yaptığı, nasıl para kazandığı belli olmayan, fakat sürekli jip kullanarak yalılara ve köşklere girip çıkarken, birbirlerine kötülük tuzakları kuranların yapay hikayelerinden fenalık gelmişti.

Yanlış anlamaya meraklıyızdır. Bunlara karşı değilim. Tabii ki olacak. Bu neticede ticari bir iş. Kocaman bir sektör ve binlerce insanın ekmek kapısı… 

Mesele yukarıdaki formatların dışına çıkmaya cesaret edemeyen “seyirci bunu ister” diyen karar vericilerin, ‘Bir Başkadır‘ gibi projelere pek yüz vermemeleri. 

Berkun Oya, sürekli ayrışmanın üstü çizilen söylemlerle, kendi dünyalarında yüzü olmayan düşmanlar yaratmaktan yorulmuş bir toplumda, bütün o farklı sanılan hayatların ne kadar iç içe ve birbirine değerek yaşadığını göstererek, bizi gerçekle yüzleştirmiş.

Dizi kendi görüntü dilini ve akış ritmini oluşturmuş. Alışılmış dizi kalıplarını zorluyor bu anlamda. Uzun diyaloglar ve susmalar… Bir yere varmazmış gibi görünen, yarıda kesilmiş cümleler, anlatırken birden tıkanan, belirsizleşen olaylar… Dizinin içinde kendisiyle barışamayan, sürekli karşı taraf üzerinden kendini anlamlandırmaya çalışan karakterlere baktığımız zaman, bu düşük tempodaki diyaloglar, dramatik yapıya olumlu katkıda bulunuyor.

Hayat gibi akıyor. Herkes kendine ve birbirine yalan söylerken, sonu gelmeyen cümleler gibi boşlukta kalıyor ve tutunacak yeni anlamlar arıyorlar.

Berkun Oya hiçbir karakterden ve kitleden tarafa olmadan anlatıyor hikâyeyi. Olduğu gibi. Ayrı kıyafetler, ayrı semtler, ayrı kültürler içinde aslında aynı insanları gördüğümüzü, onların iç dünyalarını çırılçıplak soyarak gösteriyor.

Nice insan yitirdik ayrışmalardan ve kendimizle yüzleşememekten. Kimi bedenini, kimi insanlığını kaybetmenin acısıyla bir polaritede diğer uca savruldu. Bizim söylendiğinde görmediğimizin farkında olan ‘Bir Başkadır‘ görülmekten kaçınılanı göstererek sağlıyor başarısını…

Çekim planlarında televizyon değil sinema dilini kullanması ve iyi oyunculuklar dizinin izlenme keyfini yukarıya çekiyor. Sürekli histerik krizlerle bağıran çağıran tiplerin olmaması, erkek seyirciyi de diziye bağlıyor.

Son bölümündeki hızlı çözülmeler işin tadını kaçırsa da iyi bir dizi izledik. Fakat yalnızca bir dizi. Bir belgesel, bir tarih yazımı değil. Ağır sorumluluklar yüklememek gerek.

Bütün ekibin eline sağlık.

Bizim ‘biz‘ olmamızı engelleyen uzun kaçışların sonunda, üstesinden gelinemeyen sessizliklerin, konuşulması gerektiğini hatırlatıyor ‘Bir Başkadır‘.

Dizideki Sinan karakterinin tek replik üzerinden “Bu gece kalacak mısın” sürdürdüğü hayatı gibi, bazen tek repliklerle mi yaşıyoruz hayatımızı?

Herkes anlatmak istiyor da kimse iç sesinden fırsat bulup karşıdakini dinleyemiyor mu?

Kendiyle yüzleşecek cesareti olanlar için, Platon’un mağarasından çıkma zamanı belki de…

Filed Under: Sanat

SON HABERLER

Türk mutfağı dünyada başarı yakalayabilir mi?

Başarılmış olanı yeniden keşfetmek yerine, bu örneklerin tecrübelerinden faydalanarak etkili uygulamalar konusunda devletin de takip ettiği ve önünü açtığı stratejik bir master-plan ortaya koymak, profesyonel olarak know-how ve eğitim almak, doğru oyuncularla yola çıkmak ve yol üzerinde kendi tarzımızı da oluşturarak ısrarlı bir şekilde hedefe ilerlemek gerekiyor bence.

Araştırma: Covid-19 geçirmiş olmak en az beş ay boyunca aşı gibi koruma sağlıyor

Britanya Sağlık Bakanlığı’na bağlı Halk Sağlığı Birimi’nin (PHE) araştırması Covid-19 geçirildikten sonra kazaılan bağışıklığın en az beş ay boyunca aşıya benzer bir koruma sağladığını ortaya koydu.

Çevrimiçi, yerçekimsiz Gogol

Hak ettiği biçimde yapılırsa, tiyatroya hasret geçen günlerimizin susuzluğunu, çevrimiçi işlerle biraz olsun giderme ihtimalimizin olduğunu görmek, bizi mutlu etmeye yetti.

Gergerlioğlu’ndan, ‘HDP kapatılsın’ diyen Bahçeli’ye: Kendi hallerine baksınlar

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resen kapatma davası açmaması halinde dava açılması için partisinin başvuracağını söyleyen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye tepki gösterdi: “Kendi hallerine baksınlar.”

Bakanlık duyurdu: Kimlere hangi sırayla aşı yapılacak?

Sağlık Bakanlığı, Covid-19 aşısının hangi sırayla kimlere uygulanacağına dair bilgilendirme yayınladı.

‘Hayat gitar çalarak geçmez John’
Sansürünüz nasıl olsun? Sert mi yumuşak mı?

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1171 gündür tutuklu

AGORA

Türk mutfağı dünyada başarı yakalayabilir mi?

Mehmet Aksel

Türkiyelilik, Türklük ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı…

Murat Sevinç

Markalaşmak için sihirli formül

Mehmet Aksel

GÜNÜN 11’İ

Esfender Korkmaz: Birçok araştırma Türkiye’de yoksulluğun dibe vurduğunu gösteriyor

Mehmet Demirkol: Beşiktaş iyi oynamadığı maçta savunma disiplinini bozmadan oyunda kaldı

Muharrem Sarıkaya: Ocak ayında 11 milyon aşı gelene kadar ilk aşamada 3 milyon aşının 1.5 milyonu yapılacak

Erkan Aydoğanoğlu: İktidar gibi düşünmeyen herkes ‘terörist’ olarak damgalanıyor

Melih Aşık: İktidara geldiği takdirde CHP’nin ne yapacağını vatandaş bilmiyor

İbrahim Ö. Kaboğlu: Anayasa’nın kendisi sözde kaldı

Okan Müderrisoğlu: Anlaşılan o ki ezber bozan pek çok hamleye de tanık olacağız

Osman Müftüoğlu: Aşılamanın olumlu sonuçlarını en erken mayıs ayı gibi alabileceğimizi bilelim

Mustafa Balbay: İttifakın geleceği konusunda MHP tavrını koyduğunu gösteriyor

İbrahim Kiras: Ülkeler aşı tedariki için uğraşırken kılımızı kıpırdatmaktan geri durduk

Orhan Bursalı: Neden Kanada ve diğer ülkeler aşı stokluyor?

İstanbul Havalimanı’nda bir dakika sanat…

Üç ‘Rebecca’

Şakir Eczacıbaşı’nın fotoğraf sergisinden 10 ‘seçilmiş an’

Bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor!

Chris Cornell’in hayatını kaybetmeden önce kaydettiği cover albümü yayınlandı

Avustralya’da bir adam kayıp kedisini bulmak için askeri teçhizat ile hayvan barınağını bastı

Attığı sabit sürücüyle çöpe giden Bitcoin’larının değeri 210 milyon sterlin: Belediyeden çöplükte arama için izin istiyor

‘Evde Tek Başına’nın yıldızı da destek verdi: Trump filmden çıkarılsın

‘Hiçbir şey yapmayan adam’ kendini kiraya veriyor: Binlerce müşterisi var

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi