MÜJDE YAZICI ERGİN
mujdeyazici@diken.com.tr
sanat@diken.com.tr
90’lar, Türk pop müziğin birçok anlamda altın çağını yaşadığı yıllar olarak ifade edilebilir. Dinleyicinin çok sayıda yeni isimle tanıştığı bu dönemde üretilen şarkılara bakıldığında, belli başlı bir ‘sound’ arayışı, prodüksiyon, vokal disiplini gözlemlenebiliyor. Milyonlarca insanın anılarında bu şarkıların sağlam yer edindiği ise kaçınılmaz bir gerçek. Çocukluğunu veya gençliğini 90’larda geçiren büyük bir kitle bugün 90’lar Türkçe pop şarkılarına tabiri caizse sığınmış durumda. Beyoğlu’ndan Kadıköy’e kadar birçok mekanda 90’lar Türkçe pop partileri düzenlenirken İstanbul’un Zorlu PSM, Babylon gibi önemli konser mekanlarında düzenlenen 90’lar Türkçe Pop partileri oldukça kalabalık geçiyor. Günümüz pop şarkıcıları eskisine oranla daha çok 90’lar pop şarkısı cover’lıyor, 90’ların önemli isimleri bir araya gelip ‘90’lar kafası’ adı altında konser projesi üretiyor.
90’lar Türkçe pop müziğe karşı artan ilginin sebeplerini dönemin önemli pop müzisyenlerinden Çelik ve Ah Canım Ahmet, müzik eleştirmeni Naim Dilmener, Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas, DJ Hakan Küfündür, Joy Türk Müzik Direktörü Ahmet Kamil Çetin ve DJ Şener Çetin yorumladı.
Çelik: Herkes ruhunu arıyor fakat ruhtan eser yok
“Sadece Türkiye’de değil, dünyada da durum böyle. Bunun sosyolojik ve ideolojik açılımları var. Avrupa ve Amerika’da da radyolarda veya sosyal medyada aynı şekilde 70’li, 80’li ve 90’lı yıllara ait radyolar kuruluyor. Yayınlar yapılıyor ve telif hakları o veri tabanı üzerinden hareketleniyor. Geçmişe özlem dediğiniz nokta doğru, Türkiye üzerinden anlatırsak bugün pop yapan gençlere yetersiz demek onlara haksızlık olur çünkü emek veriyorlar ancak yaptıkları müzik insanların özlemlerini gidermeye yetmiyor diyebiliriz belki.
Günümüzde tüketim ideolojisinde, maddeye bağımlılıkta doruk noktası yaşanıyor fakat ruhtan eser yok. Herkes ruhunu arıyor. Maddeyi uyuşturucu anlamında kullanmıyorum, maddeye tapma anlamında söylüyorum. İnsanların ruhlarını bulmada en önemli belirteç onlara ruhlarını hissettirecek olan bir seven, bir müzik, bir sanat eseridir. İnsanlar aşık olduklarında kendi ruhlarını hisseder. Artık kendi ruhlarını hissedemiyorlar. Sanat yok, müzik yok, aşk yok. O tadı arıyorlar. Tadını da daha önce bildikleri için o tat da damaklarında kaldı. Türkçesi özgürlüklerini arıyorlar. Bunun Türkiye’de en yaygın şekilde görülebildiği yer festivaller. Gençler ruhlarını, özgürlüklerini arıyorlar. Üzerlerindeki tüm baskılar kalksın istiyorlar. Bugün yaşanan geçmişe özlem tamamen ideolojik ve sosyolojik bir sorundur. Ve herkesin aradığı şey de tam olarak özgürlüğe ulaşmaktır.”
Naim Dilmener: Bugün mutsuzsak, düne sığınmak dışında yol kalmıyor
“Nostalji dalgası durmak bilmez. Sıra 90’larda demek ki. Sebep de hep aynıdır. Bugün mutsuzsak eğer, düne sığınma dışında yol kalmıyor önümüzde. Aslında var da, zor yollar. Bu ise kolay. Kaç, eğlenmene bak, unut… 90’lar derken ama, 2000’lerle iç içe geldi bu dalga. Bu da demektir ki bağımsız bir 2000’ler dalgasına gerek kalmayacak. Dalgaya kapılırken seçmesini bilmek gerek. Tarkan’ı, Mirkelam’ı, Asya’yı alalım da Mustafa Sandal ve Serdar Ortaç’tan da kaçalım. Böyle yaparsak, 90’ların gayet iyi olduğunu da anlayabiliriz. En azından bugünlere göre.”
Murat Abbas: Yeniden popüler olması kaçınılmaz
“Nostaljinin kültür sanatta süregelen döngünün içinde olduğunu düşünüyorum. Belli akımların zamanla yeniden popüler olması, hem endüstrinin kendi sistemi içinde sosyoekonomik canlılık yaratmasını hem de güncelle yeniden yorumlanmasını sağlıyor. 90’lar Türkçe pop da benzer bir süreçten geçiyor. Türkiye’de en kapsayıcı kitleye sahip olan müzik türlerinden biri. Dolayısıyla farklı zamanlarda yeniden popüler olması bir noktada kaçınılmaz. 2020’lerin kapısındayken nostaljik yönünün daha da arttığı da bir gerçek. Zorlu PSM olarak bu sezon başladığımız TBT Türkçe Pop Partisi – 90’lar & 00’ler partilerimize duyulan ilgiye ve partiye gelenlerin yaş aralıklarına bakarak da bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Ayrıca Türkçe pop, her dönem Türkiye’de kendi yıldızlarını çıkarmayı başardı. Bu yıldızlar da hep o zaman diliminin popüler kültür değerlerini ve müzik trendlerini taşıdı. Yani bugünün Türkçe popu ile çeyrek asır önceki Türkçe popu karşılaştırmak pek doğru değil. Yukarıda da bahsettiğim gibi nostaljinin kültür sanatta bitmeyen bir döngüsü var. Bu döngü, hem o dönemi yaşamış hem de denk gelememiş ama merak eden bir kitle tarafından destekleniyor. ‘Nerede o eski bayramlar’ cümlesini duymayan yoktur. Eskiye özlem, ülkece sevdiğimiz bir his demek daha doğru olur. Tüm bu 90’lar Türkçe popa dönüşün nedenlerini bu şekilde özetleyebilirim.”
Ah Canım Ahmet: Samimi, iyi işler çıkmıyor, 90’lara dönüşün sebebi bu
“90’lı yıllardaki müziğin samimi ve kalpten oluşu özleniyor gibi geliyor bana. Diğer taraftan da son 20 yıldır sektörde çok yetenekli, karakteristik erkek, kadın ya da grup solistleri çok az iş çıkarabildi. Bunu en iyi rock prodüktörler yapıp öne çıktı. Sonrasında arabesk rock diye bir şey çıktı ve aşağı çektiler bunu da. Arka plandaki hikaye şu, müzik sektörünü döndürecek isimlere insan lazım. O insan topluluğunu tükettiler. Bugün insanlar iyi şarkıcıları özlüyorlar. Bu yapımcıların ev ödevi bence. Son yıllardaki şarkıları dinliyorum, iki, üç akorla dolaşıp, la la la; lo lo lo gibi şarkılar oluyor. Türk halkı hiç gerizekalı değil. Kaldı ki ben çok iyi bir örneğim. 90’lı yıllarda Türk halkı bu müziğe sıcak bakmaz diye düşünseydim Ah Canım Ahmet müzik tarihinde hiç olmayacaktı. Bunun en iyi kanıtıyım.
İyi müzisyen, iyi yorumcu 20, 30 yıl önden gider. Müzisyen, aranjör ve yapımcıların bu resmi daha iyi okumaları gerektiğini düşünüyorum. Samimi, iyi işler çıkmıyor. İşte 90’lara dönüşün sebebi bu. Yeni şarkılarda bakıyorum intro bile yok. Yeni çağın getirdiği eksilen duygular var. En büyük eksiklik duygu neredeyse yok. İnsan duygudan düşünceden oluşan bir varlık. Bu bütünlükte şahane melodiler, şahane hikayeler yazılmazsa eskiye özlem duyulur. O nedenle ‘90’lar kafası’ adında bir proje hazırladım. Temmuz ayında tüm Türkiye’de başlıyoruz. Diğer arkadaşlarımla beraber canlı şarkılar söyleyeceğiz. O dönemki sanatçı arkadaşlarımla onların hit şarkılarını sahneye taşıyacağız. Hazırlığı iki aydır sürüyor. Kalıcı şarkılar, karakterler hala çekim gücü yaratıyor. Bu şahane bir durum. Biz de yeni jenerasyon için yeniden şahane işler yapacağız.”
Ahmet Kamil Çetin: 90’lar bugün şarkıcı tarafı için de kurtarıcı oldu
“Aslında 90’lı yılların şarkıları hayatımızda hep vardı ancak son dönemde daha da fazla ortaya çıktı. Önceden dinleyici bazında ilgi görürken sonrasında şarkıcı tarafı da olaya dahil oldu, biraz kurtarıcı gibi görülmeye başlandı. Sonuçta zamanında ilgi görmüş tutmuş şarkılar var ortada ve günümüzde sadece ülkemizde değil dünyada da üretim adına bir sıkıntı söz konusu.
Çok bilinmeyen eski bir 90’lar şarkısının yeniden yapılması ortaya çıkarılması bence harika. Hem şarkıcı için yeni bir hit ortaya çıkıyor hem de insanlar yeni bir şarkıyla tanışmış gibi oluyor ancak çok iyi bilinen bir şarkı bilmem kaçıncı versiyonu yapıldığında çok sıkıcı bir hale geliyor ve hele ki ilk yorumu çok iyi ise sonraki söyleyen için büyük risk var. Bu sebeple tek tük yapılabilir belki ama tamamen eski şarkılardan bir albüm yapılıyorsa çok daha özel bir çalışma yapılıp daha az bilinen ya da bilinmeyen şarkılar seçilebilir. Diğer türlü zaten yorumcusuyla anılan çok iyi söylenmiş bir şarkıyı söylemek büyük bir risk olur, kariyeri kurtarmak yerine çok daha kötü ve dönülmez bir hale getirebilir. 25 yıl sonra 90’lı yılları nasıl o dönemin şarkılarıyla anıyorsak bu dönemi de bugünün şarkılarıyla anmamız lazım. Yani 20 sene sonra 2010’lara baktığımızda biz yine 90’ların cover’larını mı hatırlayacağız?”
DJ Hakan Küfündür: Eskiden çok iyi söz yazarı ve bestecilerle çalışılabiliyordu
“Nedeni aslında çok farklı. Kimine göre siyasidir, kimine göre müzikal anlamdaki yetersizlikler olabilir. Konuyla ilgili benim birkaç fikrim var. Radyoda 90’ların starlarını konuk ettiğimde, onlarla etkinliğe gittiğimizde bunları konuşma fırsatı yakalayabiliyoruz. Ben Çelik’le konuştum. ‘Neden 90’lar pop müziğine böyle bir geri dönüş var’ dedim. ‘Biz 90’larda toplum olarak daha mutluyduk’ dedi. Gerçekten baktığımızda öyle olabilir. 90’lara baktığımızda pop müzik yeni patlıyordu ve ciddi yatırımlar yapılıyordu. Bunların geri dönüşü de olabiliyordu. Çok iyi aranjör, söz yazarı ve bestecilerle çalışılabiliyordu. Örneğin Sibel Alaş’ın ‘Adam’ şarkısı o dönemin inanılmaz rakamlarıyla yapılan bir video kliple karşımıza çıkmıştı. Nitekim Burak Kut’un ‘Yaşandı Bitti Saygısızca’ şarkısının klibi Los Angeles’ta çekildi. Tarkan da Amerika’da klip çekiyor burada geri dönüşünü alabiliyordu. CD’ler, kasetler çok fazla satılıyordu. 99 yılındaki deprem, 2000, 2001 yılındaki ekonomik kriz derken biraz sarsıntıya uğradı. 2000’li yıllarla daha farklı kitlelere hitap edilmeye başlandı. Çok başarılı işler var evet ama popüler olarak yok. Alternatif ve rap müzik son yıllarda yükselişte ama pop müzikte beslenememekten dolayı çok iyi şeyler çıkmıyor. O yüzden de 90’lara geri dönüş var.”
DJ Şener Çetin: İnsanlar tüm dertlerini parti kapısında bırakıyor
“Hep söylerim, ‘Geçmiş özlemini hiçbir araç müzik kadar güçlü biçimde uyandırmaz’ diye. Bu sebeptendir ki yıllardır düzenlediğim ‘oldies party’ler hep rağbet görüyor. İnsanların o yıllarda yaşadığı duygular, olaylar bu müziklerle hatırlanıyor en önemlisi de bu şarkılar hiç eskimiyor. 90’lar Türk pop müziğinin en üretken ve en güzel yılları oldu. O dönemde yapılan şarkıların neredeyse hepsi günümüzde halen ezberlerde. Bir diğer durum da 90’lar Türkçe pop, o yılları yaşamamış genç insanlar tarafından da sanki o yılları yaşamışçasına takip ediliyor. İnsanlar tüm dertlerini parti kapısında bırakıyor doyasıya eğleniyor ve sonra normal hayatlarına devam ediyor.
Son dönemde ise 90’lar Türkçe pop partilerinin geri dönmesi ve çokça yapılması ve adından söz ettirmesi bence büyük mekanların da bu işe el atmasıyla oldu. Örnek olarak ben Zorlu PSM’de istikrarlı bir şekilde ve her partide artan bir kitleyle 90’ları yaşatıyorum.”