Hekimler kendi oyları ile seçilen tabip odası yöneticilerinin “saldırgan” bir üslupla hedef gösterilmesinin ve hatta TTB’nin kapatılması taleplerinin özgür iradelerine müdahale olduğunu, başlı başına suç teşkil ettiğini düşünmekte. Elbette gereken yanıtı oyları ile bir kez daha vereceklerdir.
Dönemin TTB Merkez Konseyi üyesi iken 23 Mayıs 1980 günü demokrasi düşmanlarınca evi basılarak katledilen Sevinç Özgüder’in katillerini tanıyıp tanımadığını, ‘Katillerin iyi çocuk olup olmadığını’ birilerinin yine TBMM’de ifade etmesini bekliyor şimdi hekimler.
Mevcut koşullarda TTB seçimleri demokrasi savunucuları ile karşıtlarının bir kapışma alanı kılınmak isteniyor. Üstelik bu karşılaşma orası ile sınırlı değil.
Şimdi dayanışma zamanı: Özgürlük için, demokrasi için, adalet için, yaşam ve sağlık hakkı için…