Türkiye tarihten hiç ibret almayan, ders çıkaramayanların siyasette, medyada, STK’larda “muhalif” etiketiyle köşe başlarını tuttuğu bir ülke. Bunların demokrasi anlayışları tek cümlelik: “Tamam iktidarlar seçimle belirlensin ama Erdoğan kazanmasın!”
Zihniyetleri bu olduğu için gözleri her dönem sokakta. Sandıktan çıkamayacaklarını bildiklerinden hep bir dış müdahaleyle -mümkünse ABD- seçilmiş iktidarların devrilmesini bekliyorlar.
Şu sıralar yine bilindik ezberlerin peşinde ateşle oynuyorlar. Türkiye’de kasım ayında sokağın hareketleneceğini, dış faktörlerin de ekonomik ve siyasi kartlarla devreye gireceğini, iktidarın bu dalgaya direnemeyeceğini düşünüyorlar.
Sonrası için ne mi planlıyorlar? Hesaplarına göre önce bir “Teknokratlar Hükümeti” kurulacak. Sonra da 2025 yılının ortalarında seçime gidilecek. Son dönemde dozu giderek artan-arttırılan Ekrem İmamoğlu-Mansur Yavaş kavgasına bir de bu açıdan bakmak lazım. Daha 5 ay önce 5 yıllığına belediye başkanı seçilen iki yerel yönetici muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olmak için neden bu kadar erken birbirlerini hırpalamaya başladı sizce? Seçim 2028 mayısında değil mi?