Onlar da, sanki seçimi kazanıp iktidarı korumamışlar da, önlerinde ekonomik ve siyasi bir enkaz bulmuşcasına, adeta durumdan şikayetçiler. Durumu düzeltmek için, vatandaşın cebindeki, mutfağındaki, hayatındaki yangını söndürebilmek için 5, 10, 15 yıl sonrasına “vade vermekle” meşguller.
Bir yandan da, 21 sene önce iktidara gelme amaçlarını hatırlayarak, memleketi 50, 100, 150 sene öncesine götürmenin hesaplarındalar.
“Kızlı erkekli eğitim olmaz. Erkekler kızlardan tahrik olur. Onları taciz eder…” gibi “Psikiyatrik tedaviye muhtaç” düşünceleri dolaşıma sokmakla meşguller. En büyük şehrin valisi, Padişah IV. Murat dönemi benzeri içki yasaklarını devreye sokmanın mahcup ama sinsi adımlarını «ufaktan ufaktan» tartışmaya açıyor.
Başka bir kentin valisi de, gençlerin yıllardır keyifle eğlendiği bir ilçe festivalini “İçki içerler, kötülük yaparlar, günah işlerler” gibi sapık düşüncelerle yasaklamaya cüret ediyor.